Solo Farming In The Tower 137 - Başkan Yardımcısı Olmak

75. kattaki kayıp eşya deposunun önünde.

"Efendim Taru, ben geldim."

Timsah kafalı bir gardiyan vardiya değişimi için kayıp eşya deposuna yaklaştı.

"Reken, vardiya değişimine hâlâ bir saat var. Erken gelmişsin."

"Kyakyakya. Yorgun olabileceğinizi düşündüm, Sir Taru, bu yüzden biraz erken geldim. Biraz alkol ve atıştırmalık getirdim, lütfen dönüş yolunda tadını çıkarın."

"Oh! Tüm bunları getirmişsiniz... Bugünlerde gençlerin aksine gerçekten kibar ve çalışkansınız..."

"Kyakyakya. Teşekkür ederim. Lütfen şimdi içeri gir ve dinlen."

"Tamam. Ah! Bugün olağandışı bir şey oldu."

"Olağandışı mı?"

"Evet. Gezgin bir tüccar uzun bir aradan sonra kayıp eşya deposundan bir şeyler almaya geldi."

Taru, Reken'in beklendiği gibi buruşan yüz ifadesini dikkatle gözlemleyerek konuştu.

"Düşündüğüm gibi, gözü burada bir şeylerin üzerindeydi.

Taru sırıttı. Kayıp eşya deposunda bekçi olarak çalışmak Gezgin Tüccarlar Derneği'nde neredeyse nankör bir işti. Bu nedenle herkes burada çalışmak konusunda isteksizdi.

Bu sayede, Taru 150 yıl önce Gezgin Tüccarlar Derneği Başkanı Mason'ın bir lütfu olarak burada çalışmaya başladığında kimse şikayet etmedi. Aksine, hepsi rahatlamıştı.

Taru'dan 140 yıl sonra da Reken, kayıp eşya deposunu korumak için gönüllü olarak başvuran kişi oldu.

Reken özenli ve kibar davrandı, ancak Taru'nun deneyimi Reken'in depoda bir şeyin peşinde olduğunu söylüyordu.

Ancak Taru'nun pek umurunda değildi. O sadece bu sessiz yerde dinlenmek istiyordu.

"Peki... ne aldı?"

"Bakalım... iki tapu ve sopaya benzeyen bir çeşit tarım aleti mi?"

"Bir... Bir tarım aleti mi?!"

Reken'in yüzü tarım aletinden bahsedilince değişti.

"Hmm... Demek tarım aletinin peşindeydi.

"Peki o zaman, kendine iyi bak."

Taru Reken'i geride bıraktı ve ayrıldı.

"Yakında bırakacak.

Taru, Reken'in yakında işi bırakacağını düşünerek lojmanına geri döndü, Reken'in verdiği yiyecek ve içecekleri yedi ve yattı.

"Düşünüyorum da, o kedi arkadaş gerçekten cesurmuş. Eğer kim olduğumu bilseydi.

Yatağında uzanırken Taru, önünde korkusuzca pazarlık yapan Theo'yu hatırladı.

"Hahaha. Eskiden ne kadar güçlü ve vahşi olduğumu bilseydi korkar mıydı?

Taru bir zamanlar kulenin 97. katının patronuydu. Bundan bahsetmek istemiyordu ama Theo'nun gerçek kimliğini öğrendiğinde korkudan titreyeceği düşüncesi onu güldürdü.

Ancak Theo, Taru'nun düşündüğünden çok daha korkusuzdu. Eğer bir anlaşma yapılacaksa, Theo Minotor Kralı'nın önünde bile tereddütsüz pazarlık yapabilirdi.

Elbette bu korkusuzluk Sejun'a olan güçlü inancından kaynaklanıyordu.

***

"Theo, çabuk geldin mi?"

"Puhuhut. Elbette, miyav! Yetkinim, bu yüzden hızlıyım, miyav!"

Oldukça kibirli görünen Theo, Sejun'un kucağına tırmanırken konuştu.

"Neyin var senin? Bugün neden bu kadar kibirlisin?"

"Puhuhut. Bir nedeni var, miyav! Şuna bak, miyav!"

Gösteriş yapmaya hevesli olan Theo hızla altın bir rozet çıkardı.

"Oh! Bu da ne?"

"Seçkin bir gezgin tüccar olduğumu kanıtlayan altın rozet, miyav! Artık seçkin bir gezgin tüccarım, miyav!"

"Temsilci Theo, bu çok etkileyici."

"Puhuhut. Elbette, miyav! Şimdi beni Başkan Yardımcısı Theo yap, miyav!"

Theo, Sejun'u takip etmek ve ikinci adam olmak istiyordu. Bunun için de Başkan Yardımcısı olması gerekiyordu.

Ancak,

"Böyle bir şey olmayacak."

Sejun kesin bir dille reddetti.

"Neden olmasın, miyav?! Seçkin bir gezgin tüccar olmama rağmen Başkan Yardımcısı Theo olamam, öyle mi?"

"Tabii ki olamazsın. Başkan Yardımcısı olmanın o kadar kolay olduğunu mu sanıyorsun?"

"Peki nasıl Başkan Yardımcısı Theo olabilirim, miyav?"

"Kulenin en iyi gezgin tüccarı ol. O zaman seni resmen Başkan Yardımcısı Theo yapacağım."

"Anladım, miyav! En iyi gezgin tüccar ve Başkan Yardımcısı Theo olacağım, miyav!"

Theo uzun zamandır ilk kez motivasyon ve hırsla doluydu. Ancak bu, kulenin en iyi gezgin tüccarı olana kadar Başkan Yardımcısı Theo olmayı bekleyeceği anlamına gelmiyordu.

"Başkan Park'ın hoşuna gidecek bir şey getirdim, miyav! Bu yüzden beni birkaç günlüğüne Başkan Yardımcısı Theo yap, miyav!"

Theo, Sejun ile pazarlığa başladı.

"Tamam mı? Önce eşyaları göreyim."

Theo'nun eşyaları her zaman güvenilir olmasına rağmen, Sejun kasıtlı olarak biraz boşluk bıraktı. Theo pazarlığa başladığı andan itibaren bir savaşın içindeydiler.

"Ama ona öğrettiğim için kaybedemem.

"Puhuhut. Şimdi! İşte arazi tapuları, miyav!"

Theo kendinden emin bir şekilde Sejun'a iki deri parşömen uzattı.

"Oh! İki arazi tapusu almayı mı başardın?!"

Sejun heyecanla tapu belgelerini kontrol etti. Hangi katlar içindi bunlar? Bunu öğrenmek için gerçekten sabırsızlanıyordu.

Ancak,

[Deri Belge]

???

Sınıf: E

[Deri Belge]

???

Sınıf: D

Değer biçilemeyen şeylerdi. Ancak tapu belgelerine benzedikleri için ne Sejun ne de Theo öyle olmadıklarından şüphe duyuyordu.

"Phuhuhut. Şimdi, ben Başkan Yardımcısı Theo muyum, miyav?"

Theo sinsi bir gülümsemeyle konuştu.

"...Ama önce onları doğrulamam gerekiyor."

Theo'ya karşı kaybettiğini hisseden Sejun zaman kazanmaya karar verdi.

"İstediğin kadar doğrulayabilirsin, miyav! Puhuhut. Her iki durumda da Başkan Park'ın beni Başkan Yardımcısı Theo yapmaktan başka çaresi kalmayacak!"

Theo kendini beğenmiş bir şekilde, her halükarda Başkan Yardımcısı olacağıyla övünerek konuştu.

'Ugh... Can sıkıcı. Bundan nefret ediyorum.

Sejun Theo'yu alt etmek istedi ama durum Theo için o kadar avantajlıydı ki Sejun karşı koyamadı.

Tam o sırada,

[Ağabey, bana hediye yok mu?]

Cuengi parıldayan gözlerle Theo'ya baktı. Cuengi de bir hediye istiyor!

"Miyav?! Cuengi için bir hediye mi, miyav? Elbette bir tane var, miyav!"

Başlangıçta bir hediye olmasa da, artık tapu belgelerine sahip olduğuna göre, Başkan Yardımcısı işi bitirmişti. Theo, bir ağabey olarak Cuengi'ye kayıp eşya deposundan getirdiği, dibinde demir bulunan bir sopa vermeye karar verdi.

[Teşekkür ederim, ağabey!]

"Phuhuhut. Cuengi, bundan sonra beni dinle, miyav!"

Theo'nun sözleri üzerine Cuengi enerjik bir şekilde başını salladı ve elini uzattı. Hediyeyi bana hemen ver!

Ama

[Benim zaten bir sopam var! Bu babam için daha iyi olur!]

Cuengi, Theo'nun kendisine verdiği sopayı Sejun'a fırlattı. Sopa asıl sahibini buldu. Sejun sopayı kontrol etti.

[Hoe]

???

Kullanım Kısıtlamaları: Lv. 10, Güç 10 veya daha fazla

Yaratıcı: Gizli

Not: E

"Çapa mı?"

Bu bir tarım aletiydi, ucuna geniş bir demir parçası takılmış, hafif kavisli bir çapa.

"Teşekkürler, Cuengi."

"Miyav?! O sopayı ben verdim, miyav!"

"Sen neden bahsediyorsun? Onu Cuengi'den aldım."

"Nerede böyle bir şey, miyav!"

"Burada!"

Sejun ve Theo didişirken,

[Şimdi babam ve benim eşleşen sopalarımız var!]

Cuengi, Sejun ile aynı sopalara sahip oldukları için çok mutluydu.

Ve sonra,

"Dar kafalılık ediyorsun, miyav! Çabuk tapu belgelerini kontrol et ve beni Başkan Yardımcısı Theo yap, miyav!"

Sonunda sinirlenen Theo, Sejun'u acele ettirdi.

"Pekâlâ. Aileen, lütfen bu eşyalara değer biç."

[Kule Yöneticisi bu işi ona bırakmamızı söyledi]

Aileen'in sözleriyle tapu belgeleri ve çapa Sejun'un elinden kayboldu.

Bir dakika sonra.

[Kule Yöneticisi değer biçmeyi bitirdiğini söyledi.]

"Ne dersiniz? Bunlar tapu belgeleri mi?"

"Tabii ki öyle, miyav!"

[Kule Yöneticisi her iki belgenin de gerçekten tapu belgesi olduğunu teyit eder.]

"Ne?! Öyle mi?!"

"Phuhuhut! Şimdi ben Başkan Yardımcısı Theo'yum, miyav!"

Sejun hayal kırıklığına uğradı ve Theo parlak bir şekilde güldü.

Ancak,

[Kule Yöneticisi bir şeylerin garip olduğunu söylüyor.]

"Garip mi? Ne garip?"

[Kule Yöneticisi bunların Kara Kule'nin tapu belgeleri olmadığını söylüyor].

"Ne?! Bunlar Kara Kule'nin tapu belgeleri değil mi?"

"Miyav?!"

Theo'yu yenmeye hevesli olan Sejun'un ağzının kenarları yukarı kalkarken, Theo'nun gülümsemesi soldu.

[Kule Yöneticisi önce kontrol etmemizi söyledi]

Sejun'un eline iki belge tutuşturuldu.

[Beyaz Kule'nin 43. katının tapu belgesini aldınız.]

[Mavi Kule'nin 74. katının tapu belgesini aldınız.]

"Ah... Bu çok kötü..."

"Kötü olan ne, miyav?! Başka bir kuleden bile olsalar, bunlar yine de tapu belgeleri, miyav! Beni Başkan Yardımcısı Theo yap, miyav!"

Sejun'un sesinden uğursuz bir şeyler hisseden Theo acilen bağırdı.

"Hayır. Sadece Kara Kule'nin tapu belgeleri ticaret için kullanılabilir." (TL: Buradaki ticaret, Başkan Yardımcısı unvanı için yapılan ticaret anlamına gelmektedir)

"Miyav?! Nerede böyle bir şey, miyav?!"

"Hehehe. Burada tabii ki. Bu başkanın kuralı."

"Küçüklük ediyorsun, miyav!"

Uzun bir süre sonra Sejun, kibirli davranan Theo'yu zaferle bastırdı.

"Aileen, ama neden çapayı vermedin?"

[Kule Yöneticisi, kulede kayıtlı bir eşya olmadığı ve tam olarak değerlendirilemediği için sorun yaşadığını söyledi].

"Ha?! Kulede kayıtlı bir eşya değil mi?"

[Kule Yöneticisi büyükbabasına sorduğunu, tehlikeli olmadığını ve şimdilik kullanabileceğini söyledi.]

Sejun'un elinde bir çapa belirdi.

[Efsanevi Kara Taşıyıcısı, Myler'ın Çapası'nı elde ettiniz.]

"Ne?! Efsanevi mi?!"

Sejun hızla çapayı kontrol etti.

[Efsanevi Kara Taşıyıcı, Myler'ın Çapası]

→ Kuleler yaratılmadan çok önce toprağı istediği gibi hareket ettirdiği ve çiftçilik yaptığı söylenen çiftçi Myler'ın efsanevi çapasıdır.

→ Kara Kule'de kayıtlı olmayan efsanevi dereceli bir eşyadır.

→ Yetersiz bilgi nedeniyle henüz ortaya çıkmamış bilgiler var.

→ Kullanım Kısıtlamaları: Yok

→ Yaratıcı: Bilinmiyor

→ Sınıf: S+

→ Beceri: [Kara Taşımacılığı (Usta)]

[Kara Taşımacılığı (Master)]

→ Büyü gücü kullanarak toprağı istediğiniz gibi hareket ettirmenizi sağlayan sıra dışı bir beceri.

Araziyi hareket ettirme uygulamaları sonsuzdur.

"Vay canına! Ne?! İyi iş, Cuengi! Şu andan itibaren Cuengi bir hafta boyunca her gün 10 kavanoz bal alacak!"

Sejun, kendisine çapayı veren Cuengi'ye bir ödül verdi.

Cuengi, Sejun'un sözleri üzerine neşelendi ve kutlama yaptı. Bu bal!

Ve sonra,

"Miyav?! Ama onu ben verdim, miyav! Bu haksızlık, miyav!"

Theo sadece Cuengi'nin ödül almasından dolayı kendini haksızlığa uğramış hissetti. Eşyayı o vermişti ama balı Cuengi almıştı. Theo'nun gözlerinden yaşlar süzüldü.

"Onu çok mu kızdırdım?

Kalbi yumuşayan Sejun, Theo'ya sataşmayı bırakmaya karar verdi.

"Tamam. Theo'nun katkısı en büyük olduğu için seni bir aylığına Başkan Yardımcısı yapacağım!!! Şimdi, Başkan Yardımcısı Theo, hadi Churu yiyelim."

"Harika, miyav!"

Sejun Churu'yu açtı ve bir eliyle Theo'nun karnını okşarken diğer eliyle onu besledi.

"Ah! Başkan Park, artık Başkan Yardımcısı Theo olduğuma göre, iki Churu yiyeceğim, miyav!"

Hevesle Churu yiyen Theo kararlı bir şekilde konuştu.

"Tamam."

Sejun, Theo'nun isteğini hemen kabul etti. Bu bir Başkan Yardımcısı için çok önemsiz bir istekti.

[Çok lezzetli!]

Yanlarında Cuengi, Sejun'un deposundan 10 kavanoz bal çıkardı ve ön pençesini daldırarak lezzetli bir şekilde yaladı.

Böylece herkes için tatmin edici bir anlaşma yapılmış oldu.

***

75'inci Kat Gezgin Tüccarlar Derneği'nin kayıp eşya deposunda.

"Gitmiş!!!"

Taru gittikten sonra aceleyle kayıp eşya deposuna giren ve her yeri didik didik arayan Reken öfkeyle bağırdı. Bir gün önce bulduğu ve deponun köşesine yerleştirdiği efsanevi çapa hiçbir yerde yoktu.

'Bugün onu alıp gidecektim...'

Efsanevi çapanın burada olduğunu öğrenmesi birkaç yılını almıştı... ama tam da Taru'nun dediği gibi, kedi tüccarı onu alıp götürmüştü.

O kadar yer varken, artık kimsenin uğramadığı kayıp eşya deposuna gelmek zorunda kalmıştı... Belki de çapanın peşindeydi; yoksa bu kadar sıradan görünen bir tarım aletini almazdı.

"Benim olanı almaya nasıl cüret edersin?!"

Araştırdığı eski belgelere göre, çapanın sahibi onu dağları kırmak, denizleri bölmek için kullanmış ve on binlerce toprak askeri yetiştirdiği söylenmişti. Kısacası, nihai stratejik silahtı.

"Bununla kuledeki en güçlü kişi olabilirim! Bu kedi tüccar az önce seçkin gezgin tüccar olarak ilan edilen kişi olmalı, değil mi?"

Ertesi gün Reken, kısa süre önce seçkin gezgin tüccar olan kedi tüccarın kimliğini öğrendi, Gezgin Tüccarlar Birliği'ndeki güvenlik görevlisi işini bıraktı ve ortadan kayboldu.