High School DxD - Yaşam 0 - Cilt 23

<<-Takım, [Kral] emekli oldu. Bu [Sekiryuutei of Blazing Truth] takımının zaferi.>>

Rakip takımın [Kralını] geriye doğru uçurduğum gibi, onlar da emekliliğin ışığında kayboldular. Zaferimizin anonsu tüm salonda yankılandı. Oyun sona erdikten sonra, uçsuz bucaksız alandan (bu kez suda bulunan bir yerden) stadyuma döndük. Bir alkış tufanı [Sekiryuutei of Blazing Truth] takımı olarak dönüşümüzü karşıladı. Ardından canlı bir anons yapıldı.

<<Yine karar verildi-! Zafer [Sekiryuutei of Blazing Truth] takımına gidiyor-! Hyoudou Issei-senshu'nun[1] takımı iyi gidiyor! Galibiyet serilerine devam ediyorlar!

Seyircilerin sesleri tüm stadyumu sararak fanatik bir girdaba dönüştü. Ellerimizi havaya kaldırdık ve seyirciye karşılık verdik. Tezahüratlar daha da yoğunlaştı, bu da bizi şaşırttı. Tüm grupların katılabildiği Rating Game Dünya Turnuvası zaten bir aydan fazla bir süredir devam ediyordu.

-Bir oyun daha kazanmıştık ve istikrarlı galibiyet birikimimize bir yenisini daha eklemiştik.

Oyun sona erdikten sonra [Sekiryuutei of Blazing Truth] ekibinin üyeleri bekleme odasına döndü. Ek içkisini tek seferde yudumladıktan sonra Irina zafer kazanmış bir edayla konuştu

"Fufufu, galibiyet serisi yakaladık. Takımımız şu anda momentum dolu!"

"Belki de nedenlerden biri henüz tanrı sınıfı bir varlığın takımıyla karşılaşmamış olmamızdır... ama yüksek sınıf Şeytanların takımlarını bile yendik, yani aslında çok iyi gidiyoruz."

-Rossweisse-san sakince cevap verirken yanağını silmek için bir havlu kullandı. Gerçekten de, Dünya Turnuvasında yarışmaya başladığımızdan beri zafer kazanmıştık. Şimdiye kadar karşılaştığımız tüm takımlardan bazıları bizden daha düşük seviyedeydi, bazıları ise profesyonel Rating Game oyuncularıydı ve kolay dövüşler olmamasına rağmen şimdiye kadar kazanmıştık. ...Ancak, şu ana kadar tanrı sınıfı varlıklara sahip bir takımla karşılaşmamış olmamız sadece şans olarak değerlendirilebilir. Eğer gerçekten bir tanesiyle karşılaşacak olsaydık, zafer elde etmek son derece zor olurdu. Anti-terörist [DxD] ekibinin hiçbir üyesi de henüz tanrı sınıfı bir varlıkla karşılaşmamıştı. Bu şekilde galibiyetleri biriktirmeye devam edersek, eninde sonunda tanrı sınıfı bir varlıkla ya da belki de Maou seviyesinde biriyle karşılaşacaktık. Dolayısıyla, bu karşılaşmadan önce galibiyetleri biriktirmeye devam ederek eleme skoru elde etmek bizim için mantıklı bir hareketti. Bununla birlikte, takımımız bu galibiyet serisi nedeniyle canlılık ve ivme ile dolup taşıyordu. Moralimiz yüksek olduğu sürece performansımız da buna paralel olarak arttı, dolayısıyla bu kesinlikle bir kazançtı. Elbette Rossweisse-san gibi sakinliğini koruyan ekip üyelerimiz de var. Aslında bu sefer biraz kasvetli görünen Xenovia'ydı. Arkadaşının yüzünde zafer sevincinin belirmediğini gören şaşkın Irina, Xenovia'ya sordu

"Ara, Xenovia? Pek mutlu görünmüyorsun?"

Xenovia cevap verirken içini çekti

"Hmm, sürekli kazandığımız için memnunum... ama deneyimlerime dayanarak söylüyorum, böyle zamanlarda kötü şeylerin olması çok kolay."

Bu, Xenovia'nın Kilise savaşçısıyken geliştirdiği bir deneyim olmalı - ya da belki de sezgiydi. Beklenmedik bir şekilde, ben böyle bir şey yapamam. Aslında, birkaç ikilemden kurtulmak için bir ekip üyesinin sezgilerine güvendiğimiz zamanlar oldu. Ravel, Xenovia ile aynı fikirde olarak başını salladı.

"Sanırım bundan sonra da durum böyle olacak. Profesyonel Rating Oyunlarında, yeni takımların başlangıçta galibiyet serilerini sürdürmek için güç ve morale güvendikleri sıkça görülen bir durumdur. Ancak, orta noktaya ulaştıklarında birçok değişiklik meydana gelir."

Herkesin dikkati stratejist Ravel'e yönelmişti. Ravel ciddi bir ifadeyle şunları söyledi

"Bundan sonra kaybetme serileri yaşamaya başlayacaklar. Nedeni çok basit; bir takım ne kadar iyi olursa olsun, başka bir takım yeterince araştırma yaptığı sürece iyi bir stratejinin oluşturulması onları tamamen durduracaktır."

Tam da güçlü oldukları için karşı önlemler geliştirildi. Şimdiye kadar çok başarılı olduğumuz için, diğer takımların hedefi haline gelmemiz kaçınılmaz. ...Kesinlikle çok derinlemesine analiz edildik. Ne zaman vurulacağımız da belirsizdi. Belki de bir sonraki maç olacaktı. Biz bu maçları birer birer kazanmaya devam ettikçe.... elbet bir gün gelecek.

"Kazanmak mümkün olsa bile, hemen karşı önlemler geliştirilebilir. Asla çok fazla taktik planınız olamaz, babam böyle derdi."

-Takımın [Piyonu] Bova söyledi. Babası Tannin-ossan da profesyonel Rating Oyunlarına katılmıştı. Az ya da çok çeşitli deneyimler yaşamıştı. Bu sırada, genellikle sessiz kalan Bina Lessthan-shi[2] bile nadiren bir açıklama yaptı.

"Bir taktik popülerse, çok sayıda araştırmaya yol açacak ve popülerliğini daha da artıracaktır, aynı şey ister Satranç ister Şeytanların Derecelendirme Oyunları olsun geçerlidir."

Ravel de başıyla onayladı.

"Bina-sama haklı. Acemi bir ekip olarak, sadece momentuma güvenirsek, diğerleri bizi yenme olasılığı yüksek olan bir karşı strateji geliştirecektir."

"Ama bunu önlemek için kendi karşı önlemlerimizi bulmalıyız, değil mi Ravel?"

Xenovia'nın sorusunu yanıtlamak için Ravel şöyle cevap verdi

"Evet."

"Bu çok doğal. ...Ancak, benim de bir amatör olmam üzücü. Hiçbir boşluğu olmayan bir karşı önlem bulmak istesem de... zayıflıklar yine de profesyoneller veya tanrı sınıfı varlıklar tarafından ortaya çıkarılacaktır."

...Daha önce birkaç profesyonel oyuncuyu yendiğimiz doğruydu, ancak bunlar yüksek dereceli rakipler değildi. Dünya Turnuvasına katılan birkaç üst düzey oyuncu da vardı. Söylemeye gerek yok, onların da birçok galibiyeti vardı. Onlara karşı savaşacak olsaydık, kesinlikle zor bir maç olurdu. Bina-shi ayrıca şunları ekledi

"Zayıf noktalar yaratmak - böyle şeyler de mümkün. Geçmişte, mükemmel bir şekilde senkronize olmuş bir takım vardı, ancak belirli bir oyuncu daha kırılgan bir zihne sahipti, bu yüzden rakipleri akıllıca bir kontra yaptığında, takımın tüm dengesi çöktü."

Zayıf noktalar yaratmak. Bu gerçekten çok korkutucu. Birinin böyle taktikleri nasıl bulacağını hayal edemesem de.... güce güvenen takımlar akıllıca bir stratejiyle karşı karşıya kaldıklarında kesinlikle parçalanırlardı. Tam da [Kral].... olarak derin düşüncelere dalmışken Ravel, Bina-shi'nin az önce söylediklerine tepki gösterdi.

"Bina-sama, az önce söyledikleriniz hakkında, o kişi olabilir mi-"

Cümlesini bitiremeden.

"U-Umm."

Bizimle konuşmak için ortaya çıkan biri vardı. -Kırmızı bir kazak giyen sarı saçlı bir kadın vampirdi bu, Elmenhilde. Ravel'e doğru bir pano uzattı.

"Oyunun kaydını tamamladım."

Ravel kabul ederken gülümsedi.

"Teşekkür ederim. Elemenhilde-sama'nın kayıtları her zaman çok düzenli, çok yardımcı oldu."

"Ah hayır, ilk başta soran bendim, bu yüzden her şeyi yapmaya hazırım."

Elmenhilde saygıyla cevap verdi. Dulio'ya karşı benim maçımın ve Sairaorg-san'ın Cao Cao'ya karşı maçının iki şok edici kombinasyonunun açıklandığı gün, Hyoudou hanesine ani bir ziyaret oldu - bu Carmilla fraksiyonunun safkan Vampir ojou-sama'sı[3] Elmenhilde Karnstein'dı. Gelir gelmez [Sekiryuutei of Blazing Truth] ekibine katılmak istediğini belirtti. Bunu duyduğumuzda hepimiz oldukça şaşırdık. Henüz ayrıntıları sormadım, ancak memleketinin yeniden canlandırılmasıyla ilgili olarak bizi ziyarete gelmiş gibi görünüyor. Ama her halükarda, bu önemli bir turnuvaydı; onu hiç düşünmeden takımımıza dahil etmemiz mümkün değildi. Durumu gözlemleyebilmesi için Ravel ondan bir süreliğine oyunlarımızın detaylarını kaydetmesini istedi. Onu takıma hemen dahil etmeme kararı sadece kimliğinden kaynaklanmıyordu; aynı zamanda turnuvanın tehlikeleri ve [Sekiryuutei of Blazing Truth] takımının geleceği de göz önünde bulunduruldu. Daha da önemlisi, o aynı zamanda Carmilla Vampir fraksiyonunun bir ajanıydı. Ülkeden ayrılmak için izin alması gerekiyordu. ...Ama görünüşe göre bunu önceden müzakere etmişti. Bununla birlikte, aniden yeni bir üye eklemek, ekibin dengesinin ve ekip çalışmasının yeniden ele alınması gerektiği ve mevcut ivmemizin duracağı anlamına gelirdi. Bu yüzden Ravel, her bir üyenin eylemlerini ve kişiliklerini ezberlerken faaliyetlerimize tanıklık edebileceği umuduyla kayıt sorumluluğunu ona bıraktı. ...Eğer Elmenhilde'yi zorlarsak ve bu mevcut takım çalışmamızı bozarsa, o zaman buna değmezdi. Her ne kadar onun için üzülsem de, pratik yaparak ona yavaş yavaş alışmak gerekiyordu. Aslında o da artık takımımızın antrenmanlarına katılmıştı. Ravel'in onu gelecekteki takım kompozisyonumuza dahil edip etmeyeceğini hala bilmiyorum. Onay versem bile Ravel şu anda kesinlikle aynı fikirde olmayacaktır.... Eğer katılması için ısrar etseydim, Ravel muhtemelen kabul ederdi, ama bunu yapsam bile.... Bu konuları düşünürken, Elmenhilde'nin eski mağrur tavrının değiştiğini ve artık oldukça çekingen olduğunu fark ettim! Oldukça dürüst ve sessiz görünüyordu. Bir ojou-sama olarak naifliği günlük yaşamında kendini belli etse de, daha önceki küçümseyici tavrı ve havası çoktan kaybolmuştu. ...Sanırım unutulmaz bir şey yaşadığı için bu hale gelmişti. Vampir ülkesi Qlippoth tarafından yok edilmişti ve şimdi kendi ülkesini yeniden inşa etmek için çok çalışıyordu. Elmenhilde'nin duygularını düşündüm... ve sonra turnuva oyunumuz üzerine kafa yormaya başladım. Biz sohbet etmeye devam ederken, Ravel kol saatine baktı ve sonra bana şöyle dedi

"Ah, zamanı geldi. Ise-sama. Yansıma toplantısına burada son vereceğiz, çalışma zamanı."

"Oops, doğru. Yeni atanmış bir [Kral] olarak bu konularla ilgilenmem gerekiyor."

Gerçekten de, yüksek sınıf bir Şeytan olarak, [Şeytan'ın işlerini] de yapmaya başlamıştım. Turnuva ve Şeytan'ın işleri arasında, yeni bir yüksek sınıf Şeytan olarak yapılacak çok şey vardı. Düşüncelerimizi tamamladık ve Kuoh Kasabasına geri döndük. Bizim için bu turnuvanın ilk büyük dağı - [Cennetin Koz Kartı] idi. Dulio'nun liderlik ettiği reenkarne Melekler takımına karşı oynayacağımız maça çok fazla zaman kalmamıştı.

Çevirmen Notları ve Referanslar

↑ -senshu, bir oyuncu veya yarışmacıya atıfta bulunmak için kullanılan bir onur ifadesidir.

↑ -shi, konuşmacının atıfta bulunduğu kişiyi tanımadığı durumlarda kullanılan resmi bir onur ifadesidir.

↑ -ojou-sama genellikle asil, yüksek sınıf bir genç bayana atıfta bulunmak için kullanılır.