Yeniden Doğuş Günlükleri Bölüm 1 Cilt 1 - Yeni Hayat
Takeshi okulunun bahçesinde sınıf arkadaşlarıyla birlikte futbol oynarken bir anda ayağı takılır ve yere çok sert düşer. Arkadaşları ona hızla yardım etmeye çalışsada Takeshi için o dünyada yolun sonu gelir.
Takeshi kendini zifiri karanlık bir ortamda bulur. Parlak bir ışık Takeshi'nin göğsüne doğru girer ve boşluktan gelen ses 'Shimizu Kaito' diye Takeshi'ye seslenir.
Kaito, gözlerini açtığında kendisini bambaşka bir dünyada buldu. Etrafında yemyeşil ormanlar, yüksek dağlar ve uçsuz bucaksız gökyüzü vardı. Ne olduğunu anlamaya çalışırken, hafızasında aniden geçmişine dair anılar canlandı. Arkadaşlarıyla futbol oynadığı gün, yere düşüp kafasını çarptığı an, bellek perdesinde canlandı. Ama şimdi, burada ne yapıyordu?
Birden, Kaito'nun içindeki enerji titremeye başladı. Gözleri parladı ve bir anda, elinden bir güç yayıldı. "Elemental Çökerme!" diye haykırdı. Kendi iradesi dışında, karşısındaki ağaçlardan birinin yaprakları havada süzülmeye başladı. Düşman saldırısı varmış gibi, doğal elementler onun etrafında dönmeye başladı.
Kaito, ne olduğunu anlamaya çalışırken, daha önce hiç hissetmediği bir duygu belirdi. İçindeki güç, ona bir özgürlük hissi veriyordu ama aynı zamanda büyük bir sorumluluk da yüklemişti. Elini uzattı, ve o an hissettiği güçlü bağlantıyı daha iyi kavramaya çalıştı. Elementleri kontrol edebilme yeteneği, ona sadece bir güç değil, aynı zamanda bir görev de veriyordu.
Kendini toplayarak, etrafına baktı. Ormanın derinliklerinden gelen tuhaf sesler vardı. Merak ve korku arasında gidip gelirken, içinde bir ateş yanmaya başladı. Kaito, yeni dünyasında nelerle karşılaşacağını bilmeden ilerlemeye karar verdi. İçindeki güçle birleşen cesareti, onu bilinmeze doğru sürükliyordu.
Yeni bir başlangıç yapmıştı, ama bu başlangıç, hayatının en büyük macerası olacaktı.
Kaito, yürüdükçe manzara değişti. Uzaklarda, yüksek bir dağın zirvesine ulaştı. Dağın arka kısmında, ağaçların arasında bir yerleşim yeri görünüyordu. Burası, onun yalnız olmadığını gösteriyordu; başka insanlar da vardı. Merakla dolup taşarak, oraya doğru yola koyuldu.
Fakat yürüdüğü süre boyunca hiç acıkmadığını fark etti. Önceki hayatındaki fantastik oyunları düşündü; orada, güçlü karakterler açlık hissinden muaf olabiliyordu. Bu düşünce, içindeki heyecanı artırdı. Yavaş yavaş, bu yeni dünyada nelerin mümkün olabileceğini sorgulamaya başladı.
Köye doğru ilerlerken, "Elemental Çökerme" tekniğini düşünmeye dalmıştı. Belki de bu yeteneği daha önce hiç denemediği gibi kullanabilirdi. Hemen durdu ve derin bir nefes aldı. Tekniğini kullanmak için kendine güvenmeye çalışarak bağırdı: "Elemental Çökerme!"
Fakat hiçbir şey olmadı. Bekledi, etrafında bir hareketlilik olmasını umarak, ama sadece sessiz ormanın sesleri yankılandı. İlk denemesi başarısız olduğu için hayal kırıklığına uğramıştı ama yine de pes etmedi. Kendine geldiğinde, yorgunluk hissetmeye başlamıştı ve köyün girişine yaklaşırken adımları yavaşladı.
Bir anda, gözleri karardı ve yorgun düşerek bayıldı. O sırada, köyün sakinlerinden biri onu fark etti. Hemen koşarak köyün patronuna haber vermeye gitti.
Kaito, bilincini kaybederken içindeki güç ve merak, onu yeniden uyandırmak için sabırsızlanıyordu. Yeni bir dünyada, daha önce hiç deneyimlemediği zorluklarla yüzleşecekti.
Kaito gözlerini açtığında, kendisini rahat beyaz bir yatakta buldu. Yanında, ince bir beyaz elbise giymiş, ateşli bir kadın oturuyordu. Gözleri parlaktı ve Kaito'nun tam da istediği gibi bir görünüşe sahipti. Hemen ayağa kalkarak, heyecanla konuşmaya başladı ama kadın, Kaito'nun anlamadığını fark etti.
Kaito, kafasında "Neden Japonca konuşmuyorlar?" diye sorgulamaya başladı. Buradaki insanlar, tamamen farklı bir dilde sohbet ediyorlardı. İçindeki merak artarken, kadın hafif bir gülümsemeyle ona doğru yaklaştı. Ellerini Kaito'nun kafasına doğru uzatırken, tekrar konuşmaya başladı. Bu sırada, Kaito'nun içinde tuhaf bir hissiyat belirdi; sanki bir şeyler onunla bağlantı kuruyordu.
Bir anda, Kaito kendisini daha önce hiç hissetmediği bir şekilde açılmış buldu. Kadının kelimeleri, zihninde netleşmeye başladı. Aniden, onun dilini anlamaya başladı. "Merhaba," dedi kadın, gülümseyerek.
Kaito, bu yeni dünyada yaşadığı ilk deneyimin şokuyla birlikte, kadının gülümsemesine karşılık vermek için dudaklarını araladı. "Merhaba," dedi, ama sesi hala alışık olduğu dilden uzaktı. Yine de içindeki özgüvenle, sorularla dolup taşarak devam etti: "Burada neler oluyor? Ben... Ben kimim?"
Kadın, nazikçe Kaito'nun koluna dokundu ve gözlerini ona odakladı. "Sen buradasın, Kaito. Güçlerinle yeniden doğdun. Biz, senin gibi yetenekli olanları bekliyorduk," dedi.
Kaito, kafası karışmış bir şekilde onu dinlerken, yeni dünyasında ne tür maceralara atılacağını düşündü. Burada sadece bir yolculuğa çıkmamış, aynı zamanda içindeki gücü keşfetme fırsatı bulmuştu. Ama ilk önce, bu yeni dilde kendini nasıl ifade edeceğini öğrenmeliydi.
Kadın, onun bu düşüncelerini okur gibi, "Merak etme, sana yardım edeceğim," diyerek gülümsedi. Kaito'nun kalbinde bir umut ışığı belirdi; yeni hayatı hakkında belirsizlikler olsa da, bir rehber bulmuştu.
Kaito, yavaşça yataktan kalktı. O anda, Kadın ona dönerek, "Beni takip et. Bu köyün patronuna seni götüreceğim," dedi. Kaito, Kadın'ın sesinde kendine güven ve cesaret bulmuştu; bu yüzden tereddüt etmeden onun arkasından yürümeye başladı.
Kadın'ın peşinden ilerlerken, onu gözden geçirdi. Zarif görünüşü, kendine güveni ve gözlerindeki ateş, Kaito'nun içinde bir sıcaklık oluşturdu. İçinden bir düşünce geçti: "Sanırım ona aşık oluyorum." Bu his, onu biraz utandırdı ama aynı zamanda mutlu etti.
Kadın, Kaito'nun düşündüklerini hissetmiş gibi gülümsedi. "Bu arada, benim adım Aria. Kendimi tanıtmadığım için üzgünüm," dedi, gülümsemesiyle Kaito'nun kalbini daha da hızlandırdı.
Kaito, heyecanla, "A... ah, hayır, sorun değil! Memnun oldum, Aria," diye cevap verdi. Aria'nın adını duyduğu için içindeki mutluluk daha da arttı. Onunla bu yeni dünyada yol almak, Kaito'nun korkularını hafifletiyor ve ona yeni bir umut sunuyordu.
İkili, köyün dar sokaklarından geçerken, Kaito yeni çevresini inceledi. İnsanlar, farklı kıyafetler içinde çalışıyor ve gülümseyerek etrafa bakıyorlardı. Kaito, burada tek olmadığını ve yeni bir hayata adım attığını hissetti.
Aria, köyün merkezine yaklaştıkça Kaito'ya, "Patron, senin yeteneklerini görmek istiyor. Bu köy, güçlü savaşçılara ihtiyaç duyuyor. Sen de onlardan biri olabilirsin," dedi. Kaito, bu sözlerin onu cesaretlendirdiğini hissetti; içindeki güç, bu yeni dünyada gerçekten bir anlam kazanıyordu.
Köyün patronunun karşısına çıkacakları an, Kaito'nun kalp atışlarını hızlandırıyordu. "Hazırım" diye mırıldandı, ama bu yeni hayatta nelerle karşılaşacağını merak ediyordu.
-Devam Edecek-