Yeniden Doğuş Günlükleri Bölüm 2 Cilt 1 - Yabancı Bir Dünyada İlk Adımlar
Aria, Kaito'ya eşlik ederken köyün patronu Patron, onların geldiğini fark ederek odasına ulaşmalarına gerek kalmadan önlerine çıktı. Kaito patronu ilk kez görüyordu. Patron'nun gri tonlarında kısa, dik saçları ve derin siyah gözleri vardı. Vücudu kaslı ve güçlü görünüyordu, ancak kıyafetleri rahat ve gündelikti. Yaklaşık 1.78 boyunda olan bu adam, bir liderin karizmasını taşıyordu.
Patron, Kaito'yu dikkatle süzdükten sonra, sakin ve güven verici bir ses tonuyla "Merhaba Kaito, adını duydum. Seni selamlıyorum" dedi.
Kaito da ona karşılık vererek saygıyla eğildi "Merhaba, ben Shimizu Kaito. Memnun oldum lütfen iyi geçinelim" dedi.
Patron, yüzünde hafif bir tebessümle "Kendimi tanıtayım, benim ismim Kazuma. Bu köye liderlik yapıyorum, ben de memnun oldum." diyerek kendisini tanıttı.
Kaito, köyün lideri ile konuşacak çok şey olduğunu fark etti ve daha derin bir sohbet için hazır hissediyordu. "Kazuma-san, sizinle konuşmak istediğim birçok şey var. Odanıza gidip orada konuşabilir miyiz?" diye sordu.
Kazuma, nazik bir ifadeyle başını sallayarak, "Tabii ki, gelin," dedi ve onları odaya kadar rehberlik etti.
Kazuma'nın odasında oturmuşlardı; odanın rahatlatıcı havası Kaito'nun zihnini biraz da olsa sakinleştirmişti. Sorularını ardı ardına sorarken zihnindeki belirsizliklerden kurtulmaya çalışıyordu. Kazuma ise sabırla dinleyip yanıt veriyordu. Kaito'nun sorduğu her soru, yeni dünyanın sırlarını yavaş yavaş aydınlatıyordu.
Kazuma, Kaito'nun karşısında derin bir nefes aldı. "Bu dünyada büyü gücünü kontrol etmek ve geliştirmek zaman alır. Anladığım kadarıyla senin yeteneğin nadir bir güce sahip, ama daha o gücü kontrol edemiyorsun. Bu yüzden bayıldın."
Kaito, gözlerini yere dikerek, "Bu yeni dünya hakkında çok fazla şey bilmiyorum... Nasıl kullanacağımı öğrenmek için ne yapmam gerekiyor?" diye sordu.
Kazuma, Kaito'nun kararlılığını gördü ve gülümsedi. "Sabırlı olmalısın, Kaito. İlk adım olarak bu dünyadaki enerjiyi hissetmeyi öğrenmen gerekiyor. Zamanla güçlerin doğal olarak gelişecek. Ancak hızlı ilerlemek istersen, antrenman yapmalısın."
Kaito, bu sözlerin ağırlığını hissetti. "Antrenman mı?" diye tekrarladı. Daha önceki hayatında futbol dışında pek fiziksel bir mücadeleye girişmemişti. Bu dünyada işler farklıydı.
Kazuma başını salladı. "Evet. Hem fiziksel hem de ruhsal olarak kendini geliştirmelisin. Elemental Çökerme gibi güçlü teknikler kontrolsüzce kullanıldığında, sadece sana değil çevrendekilere de zarar verebilir."
Tam bu sırada Kaito, Aria'ya göz ucuyla bakarak o utanç verici soruyu sormuştu: "Aria-san... Eşiniz var mı?"
Aria, şaşkın bir gülümsemeyle elleriyle ağzını kapatarak "Ara~" diye hafifçe kahkaha attı. "Neden soruyorsun, Kaito-kun?" diye sordu, sesi yumuşak ama hafif bir şaka tonuyla.
Kaito, yüzü kıpkırmızı kesilerek mırıldandı, "Şey... Sadece merak ettim, kusura bakmayın."
Aria, sadece gülümsedi ve Kazuma araya girerek, "Kaito, eğer güçlenmek istiyorsan, sana yardımcı olabiliriz. Aria da seni eğitmekte bana katılabilir. Ancak sabırlı olman gerekiyor," dedi.
Kaito, bu teklifi duyunca şaşırdı ama içinde bir heyecan dalgası yükseldi. Yeni bir dünyada, yeni güçlerle kendini bulmak zorunda olduğunu anlamıştı.
Kazuma, Kaito'yu dikkatlice dinleyip sabırla cevaplamaya devam ederken odadaki hava iyice yoğunlaşmıştı. Kaito'nun içinde beliren sorulara birer birer cevap bulmak, onun kafasındaki düğümleri çözmeye yetiyordu ama hala içinden çıkamadığı bir karanlık vardı: Gücünün kaynağı.
"Antrenman önemli, bunu anladım," dedi Kaito düşünceli bir şekilde, "ama bu gücün içimde neden var olduğunu hala anlamış değilim. Sanki bu dünya beni çağırmış gibi... Neden ben?"
Kazuma, Kaito'nun endişesini anlamıştı. "Her şeyin bir nedeni vardır, Kaito," dedi sakin bir ses tonuyla. "Bu dünyaya gelişin sıradan bir şey değil. Reenkarnasyon, her zaman önemli bir amaca hizmet eder. Fakat bu amacı keşfetmek senin ellerinde."
Kaito'nun içinde bir kıpırtı belirdi. Bu dünyada bir amacı mı vardı? Eğer öyleyse, bu gücün gerçek potansiyelini açığa çıkarmak için her şeyini vermeye hazırdı. Kendini daha fazla soru sormaktan alıkoyamadan "Peki, bu güçlerin bir sınırı var mı? Elemental Çökerme tekniğini daha fazla nasıl geliştirebilirim?" diye sordu.
Kazuma, sandalyesine yaslandı ve ciddi bir yüz ifadesiyle Kaito'ya döndü. "Elemental Çökerme, inanılmaz bir güç. Elementleri içine çekip onları yok etmek ya da kontrol etmek... Ancak bu teknik büyük bir sorumluluk gerektirir. Eğer onu kontrol edemezsen, seni yok edebilir. Gücün kaynağını anlamadan onu tam anlamıyla kullanamazsın."
Aria, Kazuma'nın ciddiyetine rağmen sakin bir gülümsemeyle Kaito'ya döndü. "Ama korkmana gerek yok, Kaito. Burası senin antrenman yapman için mükemmel bir yer. Kazuma-sensei ve ben sana yardımcı olacağız."
Kaito, Aria'nın sakinleştirici tavrıyla biraz rahatladı. Gözleri Aria'nın göz kamaştırıcı beyaz saçlarına ve mavi gözlerine kaydı. Aria, bu dünyada tanıştığı ilk kişiydi ve ona karşı hissettiği bu çekim gittikçe artıyordu.
Kaito bir an sessiz kaldı, derin bir nefes aldı ve kendini toparlayarak sordu: "Peki, ne zaman başlayabiliriz?"
Kazuma hafifçe gülümseyerek "Hemen," dedi. "Ama önce biraz dinlenmen gerekiyor. Yarın sabah, ilk antrenmanına başlayacağız. O zamana kadar kendini hazırla."
Aria, Kaito'ya doğru eğilerek tatlı bir ses tonuyla "Bu dünyada daha çok şey keşfedeceksin, Kaito. Sabırlı ol," dedi.
Kaito, hem Kazuma'nın rehberliğine hem de Aria'nın sıcak ilgisine minnettar olduğunu hissetti. Yeni bir dünyanın kapılarını aralayacak ve kendi gücünü keşfedecekti. Ama en çok merak ettiği şey, bu dünyanın ona neler getireceğiydi.
-Devam Edecek-