Bilinmezin İçinde Bölüm 38 - Turan Taktiği
Karanlığı yarıp geçerken yönümü bile seçemiyordum.
O yaratıklar normal bir insandan daha hızlıydı. Ancak benden daha yavaşlardı. Eğer köydeki koşturmaca biraz daha devam etse Zülfikar ile Firdevs'i yakalayabilirlermiş. Neyse ki şu an hedefleri benim. Umarım geride kimse kalmadan hepsi peşimdedir.
Karanlığa doğru bu koşturmacam sırasında bir yerden sonra önümde hiçbir parlayan göz görmemeye başladım. Doğru yolda olduğumu anladım.
Ancak bir dakika daha koştuktan sonra bu fikrim yıkıldı. "Hasiktir ya!"
Karşımda koca bir köy duvarı vardı!
'Tünelden çıktığımız tarafa dönmediğime eminim!'
'Yoksa.. karanlıkta daire mi çizdim!?!'
Önümü göremediğim için bu mümkündü.
Sağa sola baktım. Bulunduğumuz kısma göre duvarı sağa doğru takip ettiğimde köyün girişine denk geliyordu. Bu da anayola gitmek demekti.
Sol taraf ise bilmediğim bir yöndü.
Şu an hangisi daha güvenli bilmiyordum. O Yozlaşmış insanların hepsi arkamda toplandıysa eğer sağ taraf güvenli olabilir. Çünkü köyün girişinde kimse kalmamıştır. Ancak öyle değilse..
Riske atmak istemedim. Sola doğru koşmaya başladım.
Bu şekilde koştuğum sırada bakışlarım sol çaprazıma düştü. Ormanın içinde parlayan gözler yaklaşıyordu!
'Lan bunlar çaprazlama mı koşuyor!?!'
Yaratıklar tahmin ettiğimden daha geniş bir alana yayılmış!
'Hızlı olmam lazım!'
Tüm hızımla koşmaya devam ediyordum. Ancak kondisyonumun da yavaş yavaş düştüğünü fark ediyordum.
'Umarım bu şeyler zombiler gibi sınırsız enerjiye sahip değildir!'
Bir an sonra ise fantastik bir dünyada olduğumu hatırladım.
Daha da hızlı koştum!
Ya da en azından öyleymiş gibi bir hisle doldum!
Biraz sonra ise, duvarların sonuna gelmeye başladığımı fark ettim. Az ileride ışık kaynakları yoluma yansıyordu.
'Lan? Neden köyün arkasında ışık var?'
'Bekle.. sakın söyleme.. bu köyün iki girişi mi var?'
Az sonra duvarın köşesinden gelen gölgeler ile içim korku doldu.
"Hasiktir!" gölgelerin sahipleri de ortaya çıktı!
Bunlar Yozlaşmış İnsanlardı!!
Bi o tarafa bir de arkama baktım.
Arkamda.. peşimden gelen sayısız göz vardı!!
Karşımda ise sadece birkaç tane.
Düşünmeye bile gerek yoktu.
Önümdekileri yarıp geçicem!!
İvmemi bozmadan koşmaya devam ettim!
Sonunda karşıdan gelen yaratıklar da beni gördü.
Dönüp baktıkları gibi çığlığı bastılar!
"Beni durduramazsınız siktiğimin bebeleri!"
Onları devirmek için kendimi hazırladığım sırada gölgelerin arttığını fark ettim.
'Olamaz..'
Daha sonra karşımdakilerin sayısı artmaya başladı.
Bir..on.. ELLİ!
'Lan bu köyde neden bu kadar çok kişi var!?!?'
İvmemi durduramadan en öndekilere çakıldım!
Yaratıkları devirip kenara fırlatttım!
Ancak sadece iki tanesini devirmiştim ki diğer yaratık grubu beni durdurdu!
Üzerlerine düştüm!
Ben ayağa kalkmaya çalışırken altımdaki yaratığın dişleri bir anda boynuma geçti!
"AAĞH!!"
Bu seferki saplanmıştı!
'Engelleme hakkı!'
[Bir engelleme hakkınızı harcadınız! Kalan: 23]
Bir anda yaratığın dişleri derimden çıktı ve kafası geriye itildi!
Ancak yara iyileşmemişti!
Boynumun yanından kanlar akıyordu.
Ancak hala kendimdeydim. Yani yara o kadar derin olmamalıydı.
'Siktir. Niye pençelerinin işlemediği belli oldu! Şerefsizlerin asıl silahı dişleriymiş!!'
Boynumdan kanlar akarken yaratığı ittim ve ayağa kalkmaya çalıştım ama bir anda sağımdan birisi daha üzerime çullandı! Yaratığın çenesi derime doğru alçaldı ve kolumu ısırdı!
Acıyla yüzüm kasıldı. Ancak bu sefer koruma hakkımı kullanmadım.
Kafasına tokadı geçirdim!
Ancak yaratık çenesini kitlediği için etimden bir parçayı kopardı!
"AAAĞH!"
'Kötü karardı!'
Kolumun kopan parçasına bakmadan ayaklandım.
Başkası üzerime çullanamadan ileri atılıyordum ki karanlıktan üzerime gelen grubu gördüm.
Bakışlarım hızlıca öbür yöne döndü ki oradan da gelenleri gördüm.
Hızlıca geldiğim yöne döndüm ve.. o tarafın da sarıldığını gördüm.
'Siktir!'
'Şerefsizler turan taktiği yapmış!'
En az kişi olan tarafa doğru koşmaya başladım.
Yani.. köyün girişine doğru!!
Herkes dışarıda olduğundan ironik olarak en güvenli nokta burasıydı.
Karşımda duran seyrek grubun üzerine koştum!
Tereddüt edemezdim!
Tam ilk çarpışma olacaktı ki engelleme hakkımı kullandım!
[Bir engelleme hakkınızı harcadınız! Kalan: 22]
Tahmin ettiğim gibi çarpışmayı saldırı olarak algıladı ve yaratığı yana itti!
Ve ben de herhangi bir geri tepme almadan yola devam ettim!
Bunu karşıma gelen 8 yaratık için de kullandım.
Engelleme hakkım bir anda 14'e düşmüştü!
Ancak şu an canım söz konusuydu. Tereddüt edemezdim.
Bi an sonra köyün bu taraftaki girişine vardım.
Başta sövdüğüm bu giriş şu an hayatımı kurtarabilirdi.
Girişe varıp içeriye daldım.
"LAN!!"
Orada.. düzinelerce Yozlaşmış İnsan bu tarafa koşuyordu!
'Nasıl köy lan bu!?! Bu kadar insan nereden geliyor!?!'
O anda, o kısacık anda aklıma bir fikir düştü.
Ya Yozlaşmış İnsanlar tek burada değil de her yerde oluştuysa?
'Şansımı sikeyim!!!'
'Benim bu isekai maceram daha başladığı gibi tarz değiştirip zombi kıyameti senaryosuna mı geçecek!?!?'
Tüm dünyayı bu şeylerin doldurduğunu hayal ettim.. o zaman kaçacak yer var mıdır ki?
Tekrar arkamı döndüm. Orman ilerideydi. Ancak.. yolumun üzerinde beni bekleyen bir düzine Yozlaşmış İnsan vardı ve sayıları artmaya devam ediyordu.
'Siktir! Daha fazla artmadan kaçmalıyım!'
Kapıya doğru koştum.
Önüme geleni yıkarak ilerledim.
Engelleme haklarım bir bir azalıyordu.
Bu kadar verimsiz harcamak canımı yaralanmaktan daha çok acıtıyordu. Bu hakların her biri benim için bir can olabilirdi.
En çok korktuğum zayıflık şimdi kendini gösteriyordu.
Ve son 3 hakkım kaldığında göz ucuyla önüme baktım. Orada hala 8 kişi vardı.
'Sikeyim!'
"Aaaağh!" diye bağırarak önümdeki yaratığa omzumu çaktım.
Ancak bu sefer engelleme hakkı kullanmadım ve yaratık uçmadan önce pençeleri ile beni çizdi.
Anlık duraksasam da yakalanmadan bir sonrakine çarptım!
Ancak bu sefer daha yavaş itildi ve beni tutma fırsatı oldu!
'Hayır! Duraksarsam üzerime çullanırlar!'
'Engelleme hakkı!'
[Bir engelleme hakkınızı harcadınız! Kalan: 2]
Yaratığım üzerimdeki kavrayışı çözüldü!
İleriye doğru koşmaya devam ettim ve yaratık üzerimden jöle gibi kaydı!
Bir an sonra bir yaratık daha karşımdaydı! O sırada tam arkasında da bir tane vardı!
'Engelleme hakkı!'
[Bir engelleme hakkınızı harcadınız! Kalan: 1]
Yaratığın birincisi engelleme hakkı sayesinde yana savruldu ve ivmemi hiç engellemedi.
Kazandığım ivme ile hemen arkasındakine tüm gücümle çarptım!
Onu yana doğru fırlatırken tam karşımda bir tane daha bittiğini gördüm!
Ben tepki veremeden çarpıştık!
Onu yan fırlatırken yere devrilip yuvarlandım!
Bir an sonra ivme ile kendimi yine ayakta buldum ve koşmaya devam ettim ama o anda yandan bir yaratık fırladı!
Tekrar yere devrildim!
Yaratık üzerimdeydi!
Keskin dişlerini kaldırıp boynuma doğru yaklaştırdı!
Onunla boğuşmak için vakit yok!
Geriye son kalan engelleme hakkımı kullandım..
[Bir engelleme hakkınızı harcadınız!]
[Tüm Engelleme Haklarınız Tükenmiştir.]
Yaratığın kafası geri itilirken sanki üzerimde hiç yük yokmuş gibi ayağa kalktım!
Yaratık önceki seferki gibi üzerimden kaydı!
Ancak ayaklanıp birkaç adım attıktan sonra.. o manzarayı gördüm.
Devrildiğimde ne kadar acele etmiş olursam olayım yine de etrafım tekrar sarılmıştı.
Bu karanlık gecedeki tek ışık kaynağı olan parlayan kor gözler etrafımı sarmıştı.
Artık karanlığa alıştığımdan bu gözlerden fazlasını da görüyordum.
Kıyafetleri parçalanmış, kimi yerinden yaralı görünen insansı varlıklar oradaydı. Yüzlerindeki açgözlü ve kaos dolu bakışlar ile etrafımı sarıyorlardı.
Nefes nefeseydim.
Çok yorgundum.
Artık bir şekilde bu kuşatmadan çıksam bile çok uzağa gidemeyecek gibi hissediyordum.
Anlık olarak aklıma ana yolda beni bekleyen grup geldi.
Firdevs'in umutlu ve meraklı bakışları.
'Hayır!'
'Burada ölemem!'
'Maceram daha yeni başladı!'
'Böyle bitmemeli!'
Bir hınç ile etrafıma baktım.
"AAAAAAĞHHH!"
İçim öfke ile doldu!
Ellerimi birbirine çarptım ve göğsümü dövdüm!
"DAYAK YEMEK İSTEYEN GELSİN!!!"