Why Should I Stop Being a Villain Bölüm 416
"Hey, bir şey sormak istiyorum," diye sordu Damian.
"Ne soracaktın?" Asher yanıtladı.
"Bir ay önce, neden bana o kızı korumamı söyledin?" Damian antrenman yaparken sordu.
Yıl Sonu Turnuvası yaklaşıyordu ve Damian turnuvaya hazırlanabilmek için Asher'la birkaç müsabaka yapmak istiyordu.
Ancak Asher'ın tuhaf isteğiyle ilgili soru hâlâ aklındaydı.
Damian genellikle Asher'a konuşmadığı şeyler hakkında soru sormazdı ama merak ediyordu.
Asher olduğu yerde dururken, "Hmm, bilmiyorum," diye cevap verdi.
Damian, Asher'ın yüzündeki ifadeyi, özellikle de bir anlığına her zamanki gibi duygusuz görünmeyen gözlerini görünce bir an durdu.
Damian sadece başını salladı ve bu konuyu daha fazla sürdürmemeye karar verdi, çünkü değerli antrenman zamanlarını boşa harcamak istemiyordu.
Damian, Asher'ın tüm saldırılarını savuştururken ikisi de dövüşmeye devam etti ve bir süre sonra ikisi de durdu.
"Oldukça güçlenmişsin, bu kadar hızlı yetişmene şaşırdım," diyerek gülümsedi Damian.
"Yıl Sonu Turnuvası'ndan sonra Rütbeli Unvanını elde edeceğinden oldukça eminim."
Asher odada bulunan bankta oturmuş Damain'in sözlerini düşünüyordu.
İlk başta Asher, artan çılgınlığını kontrol edemediği için gücünü artırma konusunda temkinliydi.
Ama artık durum böyle değildi. Etrafındaki her şeyi yok etme dürtüsü hissetmiyordu ve hayat ona o kadar da sıkıcı gelmiyordu.
Bu yeni bir duyguydu, Asher için hâlâ bilinmezdi ama yavaş yavaş farkına varıyordu.
Bu yüzden Asher kendine bir sınır koymadı ve manasını geliştirmeye devam etti ve kan bağı yeteneği sayesinde D Seviyesine ulaşması mümkündü.
Damian vücudunu esnetirken, "Senin hızını görmek bana tembellik ettiğimi hissettiriyor," dedi.
Damian, "Dikkatli dövüşürsen beni veya diğer rütbelileri yenebileceğine eminim," diye konuştu.
Bunlar onun dürüst görüşleriydi.
"Rütbeli unvanına gerçekten ihtiyacım yok," diye cevap verdi Asher.
Asher kılıcına bakarken, "Bir şey değişecek gibi değil," dedi.
Damian yüzünde bir gülümsemeyle, "Hadi ama, arkandan konuşan o kadar çok insan var ki, geç başlamış olsan da 1. Rütbe için yarışmakta zorlanacağını sanmıyorum," dedi.
Asher Damian'ın yüz ifadesine baktı ve bir an için Damian'ın gülümsemesi biraz buruk göründü.
Ancak Damian başını çevirerek kalkanını silah rafına yerleştirdi ve koruyucu giysilerini çıkarmaya başladı.
Damian ve Asher arkadaş olmalarına rağmen, Asher Damian'ın ne düşündüğünü pek bilmiyordu.
Damian'ın neden bu kadar uzun süre onunla kaldığını bile bilmiyordu ama şu anda Asher Damian'ın varlığına aldırmıyordu.
"Belki ben de normal olabilirim? Asher bir an için düşündü.
Hayatı boyunca başkalarıyla ilişki kurmakta zorlanmıştı ama Dünya Akademisi'ne geldiğinden beri farklı hissediyordu, hissedebileceğini bilmediği bir şey.
Anılar değişti, Asher şimdi bekleme odasında durmuş Venessa Baker'a karşı bir maç kazanmış olan Alyssa'ya bakıyordu, ama bir sonraki rakibi Alan'dı.
Onlara gülümseyen Alan'a tezahürat yapan pek çok öğrenci vardı ama sonra Alyssa'ya baktı ve yüzünde tiksinti dolu bir ifade belirdi.
"Görünüşe göre bir Rütbeliye karşı kazanmak sana bir şey olduğunu düşündürdü?" Alyssa sahnede sessizce dururken Alan şöyle dedi.
Hakem maçın başlama işaretini vermek üzereydi ki Alan sırıtarak kendisinin ve ailesinin Alyssa'yla hiçbir bağlantısı olmadığını tüm dünyaya göstermeye hazır olduğunu söyledi.
Maç, Alan'ın Buz Büyüsü'nü söyleyen Alyssa'ya doğru koşmasıyla başladı, ancak tezahüratlar Alan'ı tamamen durduracak kadar hızlı değildi.
Alan daha önce Alyssa ve Venessa arasındaki düelloyu izlemişti ve Alyssa'nın bir rütbeliyi nasıl yendiğinin farkındaydı ve bunun nedeni Venessa'yı hazırlıksız yakalayıp sahnenin dışına itmesiydi.
"GİT ALAN!"
"EZ ONU!"
Tezahüratlar arenada yankılanıyordu ve hatta bazı Profesörler bile Alyssa'yı sahnede görmekten pek memnun görünmüyordu, ne de olsa önceki galibiyeti onun bir Rütbeli olarak yerini garantilemişti.
Garcia Ailesi ile akraba olan bir kişinin rütbe sahibi olma ayrıcalığına sahip olması insanların hoşuna gitmeyeceğinden, bunun çok fazla tepki yaratacağından emindiler.
Alyssa'nın elleri titriyordu çünkü onun maçı ilk maçtan sonraya ayarlanmıştı.
Bugün Dördüncü Gündü ve Venessa'yla daha yeni dövüşmüştü ama nedense hemen ardından Alan'la dövüşmesi söylenmişti.
"Zavallı bir b*t*h," diye sırıttı Alan buzdan bir kesik atıp Alyssa'nın kolunda bir kesik açarken.
"Kılıcımı senin kanınla kirletmek istemedim ama buradaki yerini bildiğinden emin olmak istedim," diye yüksek sesle konuştu Alan.
Alyssa yaraya dokunurken sessiz kaldı ve elini kaldırdı.
Alan sahnenin etrafında koşmaya başlarken, "Buz Okları, İnin," diye mırıldandı.
Buz okları sahneyi delip geçecekti ama Alan onların yörüngesini görebiliyordu.
Alyssa başı ağrımaya başladığında, "Yeterince gücüm yok," diye düşündü.
Manası azalıyordu ve Alan'ın saldırılarından kaçarak sahnede ayakta dururken bile yorgun hissediyordu.
Her iki kolu da titriyordu ve kalabalığın yüksek sesli tezahüratı onun için yavaş yavaş boğuklaşıyordu.
Ellerini yukarı doğru sallayarak buzun Alan'ın ayaklarından fışkırarak onu yakalamaya çalışmasına neden oldu, ancak büyüsünün gücü yeterli değildi.
Paramparça!
Alan aurasıyla buzu kırdı ve Alyssa'ya doğru fırlayarak boğazını yakaladı ve onu yukarı kaldırdı.
Alyssa'nın kullandığı yerçekimi büyüsünün etkisine karşı koyarken aurasının yayılmasına izin verdi ve onu yere fırlattı.
Alyssa'nın kafası sahneye çarparak maskesinin kırılmasına ve kafasının etrafında küçük bir kanamaya neden oldu.
"Çirkin herif," diye konuştu Alan.
Alyssa cansız bir şekilde Alan'a bakan gözlerini açtı.
Alan kılıcı Alyssa'nın eline saplarken, "Haha, sanırım bu seni tanımak için yeterli değil," diye konuştu ve Alyssa'nın gözlerinin acıyla açılmasına neden oldu.
Kalabalık alkışlarken, bazıları Alyssa'nın yüzündeki ifadeyi hazmedemedikleri için gözlerini kaçırdı.
Alan kılıcını tekrar saplamak üzereydi ancak Alyssa artık hareket edemediği için hakem onu yarı yolda durdurdu.
Hakem, "Kazanan Alan Astaria," diye anons etti.
"Tsk, biraz daha oynayamamam çok kötü," diyerek Alan ayrılmak için döndü.
Orada bulunan sağlık görevlileri Alyssa'yı tedavisi için hemen koğuşa götürürken, Hakem bir sonraki maçı anons etmeye başladı.
Herkes bir sonraki maçı izlemek için sabırsızlandığından yoluna devam etti.
Ancak tüm maçı izleyen Asher için durum böyle değildi.
Ekrana bakarken gözleri soğudu ve yüzündeki ifade değişti.
Bunu hissetti.
Uzun zamandır bastırılmış olan delilik yavaş yavaş ortaya çıkıyordu.
Ama bu sefer Asher onu kontrol etmeye bile çalışmadı.
Uzun zamandır Alyssa'ya karşı ne hissettiğini bilmiyordu.
Ancak bu da yakın gelecekte değişmek üzereydi.
"Sıradaki maç Asher Von Raven Greville ile Alan Astaria arasında."
Alan sahnede geniş bir gülümsemeyle gururla yürürken kalabalık tezahürat yaptı.
Alan, Asher'a bakarken "Hadi iyi bir maç yapalım," dedi.
Önceki rakiplerinin aksine, Alan Asher'la alay etmedi ama bunun nedeni çoğunlukla Asher'la benzer statülere sahip olmalarıydı.
Her ikisi de kendi ailelerinin varisleriydi.
"Sence Alan'ı yenebilir mi?"
"Kimi kandırıyorsun, o iyi ama Alan daha iyi,"
Greville Ailesi'nin henüz yeni uyanmış olan varisi, kız kardeşinin aksine bir Rütbeli bile değildi.
Birçok kişi Asher'in rütbelileri yenebilecek kapasitede olmadığına karar verdi ve Dünya Akademisi'nde onun beceriksiz olduğuna dair söylentiler yayıldı.
"Ama insanları o öldürdü...."
"Aslında onları durduran Kevin'dı, o sadece son darbeyi indirdi."
Herkesin Asher'a bakışı farklıydı ama söz konusu kişi sahnede durmuş Alan'ın kılıcına bakıyordu.
"Bir selam bile vermedin mi? Huh, iyi şanslar," dedi Alan, Asher'ın ifadelerinden biraz rahatsız olmuş gibi hissederken.
"Başla,"
Alan hareketsiz duran Asher'a doğru atılırken Hakem konuştu.
Alan bir anda Asher'a doğru aradaki mesafeyi kapattı ve kılıcını Asher'a doğru savurdu.
Kesik!
Alan'ın kılıcı Asher'ın bağırsaklarını delip geçerken tüm sahne sessizliğe büründü.
"Ne?"
Tüm kalabalığın kafası karışmıştı. Profesörler bile bu durum karşısında şok olmuştu.
Alan'ın kendisinin bile kafası karışmıştı çünkü bu saldırının bir sonraki saldırısı için bir takip olması gerekiyordu çünkü Asher anında atlatabilirdi.