Paraxis Oyunları Bölüm 2
"Paraxis Oyunları'nı özetlememiz gerekirse değerli oyuncularım, tanrıların, yarı tanrıların, tanrı kanların, tanrı izindekilerin ve cehennemdeki her türlü güçlü İblisin biraz eğlenmesi için yaratılmış oyunlar dizisidir. Şu ana kadar 21 kere yapılmış bu etkinliğin 22.sinin sizin gezegeninizde gerçekleşeceğini bilmek bile sizi heyecanlandırmalı." dedi Loyd önündeki aciz insanlara. Loyd bir Kahyaydı. Kahyalar, tanrının bir parçasını taşıyan tüm varlıkları eğlendirmek için atanmış sihirli varlıklardı. Kataki'nin ise daha da uzuyan bu konuşmada duyabildiği bir kaç cümleden biri oyunların başlatıldığıydı. Son sözlerini söyleyen Loyd ortadan sihirli bir biçimde kaybolup bir düzine insanın etrafını kaplayan geniş kürede tek başlarına bırakmıştı.
Etrafımeaki insanları sayıyordum teker teker. 1,2,3,4....16 kişi. 9 erkek, 6 kadın ve bir çocuk. Ah, keşke daha dikkatli dinleseydim de oyunun ne olduğunu öğrenebilseydim. Ne olabilir ki acaba derken elimi panelde yukarı aşağı kaydırıyorum. Tam o sırada panelimin sağ üst köşesinde bir ünlem işareti parlamaya başlıyor. Tıklamalı mıyım. Tekrar yanıp söndüğünde tıklamaya karar verdim ve başka bir panel daha açıldı ana panelimin yanında.
[ OYUN - 1 : EBELEMECE
*OYUNCULAR ARASINDAN RASTGELE SEÇİLEN BİR EBE ÜZERİNDE BOMBA TAŞIYOR. TAŞIDIĞI BOMBA 30 SANİYE İÇERİSİNDE KİŞİYİ İÇTEN PATLATACAK ŞEKİLDE MÜHÜRLENMİŞTİR. EBE EĞER BİRİSİNE DOKUNABİLİRSE YENİ EBE O KİŞİ OLUR VE BOMBANIN PATLAMA SÜRESİNE 3 SANİYE DAHA EKLENİR ANCAK BU SÜRE 30 SANİYE SINIRINI ASLA GEÇEMEZ.
*GRUP MEVCUDUNUN SADECE YARISI BU OYUNU GEÇEBİLİR.
*EBE BİR SADECE ELLERİYLE DOKUNDUĞU KİŞİYİ YENİ EBE YAPABİLİR.
BAŞARI OLASILIĞINIZ : %50
ÖDÜL: 8'li F+ Derece Silah Kasası]
Ve önümdeki yaşlı kadın bir anda parlamaya başladı. Kafasının üzerinde SAYAÇ 00:30 yazan bir yazı vardı. Noluyor lan! Bu oyunlar ve tanrı ile alakalı bilmediğim terimler çok uzak geliyor bana. Kadın etrafında duran insanlara yavaş adımlarla yaklaşıp dokunmaya çalışıyor ancak herkes de ondan kaçıyor. Son 15 saniyesi kala bana bakıyor çünkü artık ona en yakın kişi benim. Bastonunu yere çarpa çarpa bana doğru ilerlemeye başlıyor. Ter akıyor yüzümden.
"B-Bayan, lütfen bana yaklaşmayı bırakın. "
Kadın da aynı telaş ve stresi yüzünde taşıyor. Son 8 saniyesi kaldı. Aramızdaki 2 metre gittikçe daralırken ne yapacağımı bilemiyorum. Son bir metre ve 4 saniye. Elini bana zamanında uzatabilirse havaya uçarım. Ama bu doğru mu ki?... Belki de hepsi kötü bir rüyadır ha? Belki az sonra alarmım çalar ve zamanında işe yetişebilmek için uyanmış olurum. Ve belki, belki de annemin gözüne-
"HAREKET ETSENE SALAK! " derinlerine daldığım düşüncelerle beraber son 1 saniyenin ve yeni ebenin ben olduğumu öğreniyorum. Hassiktir. Bu bir rüya olmak için fazla gerçekçi değil mi sanki ha. Ve yaşlı kadın da olabildiğince benden uzak durmaya çalışıyor. Aslında kolumu uzatsam ona dokunabilirim. Ama bunu yapmalı mıyım... Sonuçta yaşamak için hiç bir sebebimin kalmadığını söylemiştim az önce. Peki cidden öyle mi. Kolum benden habersiz ileri atılıyor aniden. Ve kaçınılmaz son. Parmak uçlarımda yaşlı kadının buruşuk ve sert derisinin içten dışa doğru enerji dolup patladığını hissediyorum. Bir sivilceyi sertçe bastırıp patlatmak gibi bu ancak insan hâli. Kadın son kez bana bakmak için yüzünü çevirmeye çalışırken yolun yarısında seyrek saçları saç derisinden dışarı uçup göz yuvarları az ötemdeki adamın ayaklarına kadar patlıyor. Buruşuk dudaklarına sürmüş olduğu ruj ağır çekimde buharlaşıp giderken yüksek bir ışın hüzmesi her noktasından ışıldıyor ve geriye hiç bir şey kalmıyor.
[YENİ BAŞARIM : PARAXİS'E HOŞ GELDİN]
[25 PARAX ELDE ETTİN]
Az önce birisini öldürdüm... Ve bundan saliseler bile geçmeden başka bir iş adamı yanıp sönmeye başlıyor. Etrafımdaki insanlar telaşlı o adama bakıyorlar, bir katil olmuş bana değil..
Belki de yeni dünya düzeni Katillerin yargılanmadığı, ve mutlak adaletin ince çizgilerini bu Oyunların belirlediği bir yer hâline gelmiştir ha? Yaşlı kadından geriye kalmış tek şeyler zarar görmüş elbiseleri. Canlılık belirtisi gösteren hiç bir dokusu kalmadı. Yeni ebe olan adamın başının üstünde 00:18 yazarken çocuğunu korumaya çalışan bir kadına koştuğunu görüyorum.
"L-Lütfen yapmayın! Lütfen bırakın beni! Başka bir sürü insan var beyefendi! "
"Özür dilerim! Çok ama çok özür dilerim ama hayatta kalmak istiyorum. " diyerek kadına doğru koşturuyordu hâlâ. Sonunda 00:06 saniyesi kala kolunu uzattı dokunmak için. Kadının öleceğini düşünmüştüm. Çünkü böyle bir durumda iç güdüsel olarak çocuğunu korumak için öne atılan bir insanın kaçabilecek şansı yoktu. Ve uzanan kol kadının koluna değecekken bir kahraman ortaya çıktı birden..
"Hey, kravatlı adam. Senden güçsüzlere böyle mi davranıyorsun? "
Beyaz uzun saçları havada bir oraya bir buraya uçuşan genç kolunu tuttuğu adamı tek hamlede yere yatırdı. Adam kolunu sağa sola sallayıp bir umut hayatta kalmaya çalışırken son kez yanıp söndü ve yaşlı kadın gibi içten dışa havaya uçtu. Artık şişman adamın biri yanıp sönüyordu. Kahraman arkasını dönüp kadınla konuştu.
"Bu tekrarı olmayacak bir şeydi bayan. "
Şişman adam benden uzakta bir grup insanın arasına doğru yağları sallana sallana koşuyordu. İnsanlar korkudan kaçmaya çalışıyorlardı. Ancak benim gözüm o tarafta değildi. Nedense bu Kahraman ilgimi çekmişti. Ona yakın olursam hayatta kalabileceğimi hissetmiştim. Yürümeye başladım yavaşça. Önündeki çocuklu kadının ona özür dilemesini izliyordum ve güzel bir an gibiydi. Sonra bana baktı ve bağırdı aniden.
"KAÇ! "
Arkamda korkuyu hissediyordum. Hiç düşünmeden öne atıldığımda iş çantalı adamın birinin bana göz yaşı fışkırtan gözlerle dokunmaya çalıştığını gördüm. Koşmaya başladım ancak o da koşuyordu. Nedense başının üzerinde hâlâ 00:27 gibi şimdiye azalması gereken büyük bir sayı yazıyordu. Koştum. Alanı kapatan sihirli duvarlara değene kadar koştum. Ben koşarken önümdeki insanlar sağa sola yöneliyordu ancak ebe'nin tek hedefi bendim. Neden, NEDEN BEN LAN! Sonunda alanın sonuna vardım ve köşeye sıkıştım. İnsanlar beni korkuyla izliyorlardı. Benim ölmemin korkusuyla değil, kendi hayatta kalma duygularının yarattığı korkuyla... Her biri sadece kendini düşünürken Kahraman da olaya müdahale olmuyordu nedense. Herkes bencil varlıklara dönüşmüş gibiydi. Gözlerim başarısızlık ve umutsuzlukla dolarken yeni ebe şeytani biçimde gülümsüyordu.
"Seni yakaladım sonunda hehehe. "
00:17 saniye ile olabildiğince yavaş bana uzatıyordu kolunu. Lanet herifin bir de taktiği var. Bir ebe başkasını ne kadar sona yakın dokunursa, yeni ebenin eski ebeyi tekrar yakalama olasılığı azalır. Bunun büyük bir riski olmasıyls beraber aynı zamanda da kansızca bir taktik bence. Yapacak bir şeyim kalmadı. Kurallar ebenin başkasını ebe yapabilmesinin tek şartını eliyle dokunması olarak açıklamıştı, ve ellerimiz kol aracılığıyla vücuttaki en kolay hareket ettirebileceğimiz kaslardandır. Sağa sola kaçmayı denesem bile bir anda bana atılacak bir el yüzünden hayatım bitebilir. Yapabileceğim hiç bir şey kalmadı, hiç bir şey-
"SAVAŞSANA LAN KORKAK KEDİ! "
Savaşmak mı? Yapabilir miyim ki. Dur bir deneyelim. Ellerimi daha önceden sıkıldığımda izlediğim karete müsabakalarındaki gibi tutuyorum. İkisi de göğsümün az ilerisinde dümdüz dururken dirseklerimi kırdığım bir pozisyon bu. Doğru yaptığımdan emin değilim ama belki de işe yarayabilir ha. Bana öncekine göre daha hızlı uzanan sağ koluna kendi sağ kolumla bilek kısmına vurarak geriye itiyorum. Bu sefer de sol kolunu bir anda hızla atıyor ve buna karşılık sağ elimle bileğinden tutup sertçe itiyorum. Hayatta kalma iç güdülerim uyanıyor şu an. Ölümle bu kadar yakın olduğum ikinci an bu.
Tekrar elleriyle bana dokunmak için uzatıyor ancak her birini olabildiğince engellemeye çalıştıktan sonra karnına bir de tekme savuruyorum. Tekmenin etkisiyle yere düşüyor.
"HAAH LANET VELET! BIRAK DA HAYATTA KALAYIM! ÖLMEK İSTEMİYORUM! " diyor kafasının üzerinde 00:02 yazarken. 00:01 yazarken elini havaya sanki bir umut göklerden birisinden yardım isteyebilir gibi kaldırıyor. 00:00 yazarken ise korkuyla bir şeyler söylemek için ağzını açıyor ancak daha konuşamadan patlıyor. Garip. Bu his de ne? Sanki bundan zevk aldım gibi. Tekrar olsa tekrar yaparım dediğim bir şey bu. Birisini öldürmek beni mutlu eden şey değil, asıl beni mutlu eden şey kendi çabalarımla hayatta kalabilmemdi. Acaba Annem'in beni hep kendi ayaklarım üzerinde durabilmem için böyle yetiştirmesinin sebebi de bu muydu? Acaba annem hâlâ hayatta mı...
[25 PARAX ELDE ETTİN]
[YENİ YETENEK ELDE EDİLDİ : BASİT DÖVÜŞ SANATLARI LV.1]
Ellerimi gevşetirken mırıldanıyorum kendimce.
"Oh, hayır. Daha yeni başlıyoruz. "
Kahraman gururlu bir bakış atarken başka bir panel beliriyor karşımda.
[Yeni ebe sizsiniz. Hayatta kalmak için başkasını ebe yapın]
Ellerim yanıp sönerken başkalarına bakıyorum. 00:29..