Paraxis Oyunları Bölüm 9

Gözlerimi yavaşça aralarıyorum. Işığın gökyüzündeki kocaman turuncu daireden yüzüme vurması hiç rahatsız etmiyor beni. Bir dakika, GÜNEŞİN PARLAK IŞIKLARI MI! Ve sert bir şeyin üstündeyim. Acaba.. Acaba.. Bunların hepsi birer rüya mıydı? Belki de bu üstünde olduğum şey yatağımdır ha? Her zaman sertti zaten. Belki geç kalmış olsam bile bir gün daha yaşayacağımı bilmem beni mutlu eder ha? En azından plan kurup savaşmak eğlenceliydi. Hehehe, acaba stratejik video oyunları falan mı oynasam derken yatağımdan kalkıyorum, ama en ufak hareketimle yere devriliyorum.

"Agh, başım... " betona çarpmam evimde olmadığımı fark ettiriyor. Ve karşımda yürüyen bir grup insan da var. 1, 2, 3.... 8 kişiler. Benimle birlikte 9 kişiyiz ve üstünde uyuya kaldığım şey bir yatak değil küpmüş. Siyah ve üzerinde sönük mor çizgiler olan büyük bir küp.

"Marto? "

Böyle dememle herkes bana dönüyor.

"KATAKİ ABİ UYANMIŞ! " Kim Jinwo seviniyor. Ne kadar da sadık bir çocuk.

"Günaydııın... "

"Günaydın Kataki. " diyor Nou.

"Günaydın Katakii. " Samantha mutlu bir yüzle bana bakıyor.

"Noluyor burada? Benim Marto'yla savaşmam gerekmiyor muydu?.. Ha? " diyorum bildirim kutuma gelen yeni paneli fark edince.

[YAN OYUN İPTAL EDİLMİŞTİR

SEBEP : FİNAL SAVAŞI İÇİN SAVAŞACAK KİŞİLERDEN BİRİSİ UYUYA KALDI VE DİĞER GRUPLAR İLK OYUNU BİTİRDİ. ZAMAN EŞİTLEMESİ

*Takımınızdaki ekstra 9. Kişi Yo Dojin Yarı Tanrı EPHİLİUS'un isteği üzerine canlı bırakıldı. Ancak ceza yüklemesi yapılacaktır.

CEZA : 3.Oyuna kadar 100 Parax'ını Ephilius'a bağışla]

"Ha? Ceza falan diyor bu. "

"Sen uyuya kalınca Loyd Yan Oyunu bitirip 2. Oyuna geçtiğimizi söyledi. "

Diyor Marto.

"Demek öyle. Peki şu an nereye gidiyoruz? "

"Yeni Oyun Sana gelmedi mi? " diyor Kaito.

"Hayır, gelmedi- dur bir dakika. " yeni bir bildirim alıyorum.

[OYUN 2 - KÖŞE KAPMACA :

HER GRUP CROWLAND ADLI BÖLGENİN İÇERİSİNE YERLEŞTİRİLMİŞ 50 RADYO KULESİNDEN EN AZ BİRİSİNİ KAPMAK ZORUNDADIR. KAPAMAYAN GRUP O AKŞAM GELEN RASTGELE GELEN CANAVAR GRUBUYLA SAVAŞMAK ZORUNDADIR (İLK GÜN CANAVAR GRUBU : 200 - 300 VARLIK). 5 GÜN İÇERİSİNDE TAMAMLANACAK BU OYUN SONUCUNDA BİR SONRAKİ OYUNA GEÇİLECEKTİR.

*GÜNDEN GÜNE CANAVAR SAYISI 2 KAT ARTACAKTIR.

*CANAVAR TÜRLERİ :

-HUMANOİD YEŞİL KÜRKLÜ CANLILAR

-KÜÇÜK EKLEM BACAKLILAR

-RUHANİ İSKELET ALT TÜRLERİ

-DÜŞÜK SÜRÜNGEN TÜRLERİ

-UFAK UÇAN SÜRÜNGEN TÜRLERİ

-ORTA EKLEM BACAKLILAR

*GRUPLAR KAPTIĞI RADYO KULELERİNDE EN FAZLA BİR GÜN KALABİLİRLER. ERTESİ GÜN BAŞKA BİR KULE BULMAK ZORUNDADIRLAR.

*KULELER HERHANGİ BİR YÜKSEK Kİ HASARI VEYA YÜKSEK FİZİKSEL HASARA KARŞI DAYANIKSIZDIRLAR.

*HER GRUP ÜYESİ HAYATTA KALDIĞI AKŞAM BAŞINA 50 PARAX VE GRUP BAŞINA 1 RASTGELE Kİ TEKNİK PARŞÖMENİ KAZANACAKTIR.

*BİR GRUP BİRDEN FAZLA KULEYİ ELE GEÇİREBİLİR. RADYO KULELERİ SADECE SABAH 6'DAN AKŞAM 8'E KADAR ELE GEÇİRİLEBİLİR.

*HER AKŞAM KULELERİN ETRAFI SEVİYE 2 Kİ KALKANI'YLA KAPLANACAKTIR.

*SABAH 6'DA CANAVAR AKINI BİTTİĞİNDE GERİYE KALAN TÜM CANAVARLARIN STATLARI %20 AZALACAKTIR.

*1. OLMAK İÇİN HER AKŞAM GRUBUNLA KULE ELE GEÇİRMELİ VEYA HER AKŞAM DIŞARIDA KALMALISIN

HAYATTA KALMA OLASILIĞI : %10

1. OLAN GRUBUN ZAFER ÖDÜLÜ :

???????? ]

Paneli okumayı bitirdikten sonra etrafıma bakınıyorum. Sokaklar, binalar, evlerin balkonlarından sarkan elektrik telleri, marketler... Hepsi sarı bir pasla çürümüş. Sarı pas sadece metallerin değil bütün maddelerin etrafını sarmış gibi gözüküyor.

"Bu sarı şey de ne? " diyorum Marto'ya. Bilgisine güvendiğim ve zeki olduğunu düşündüğüm birisi sonuçta. Hatta belki de kıyametin kopacağını bildiği için bunlara önceden hazırlanıp Ki Gücü'nün sırlarını çözmüştür ha...

"Bilmiyorum." ne.

"Ancak belli ki etrafa büyük zarar veriyor. Daha demin yolda yürürken sarı pasla kaplı bir yola basmıştık. Aniden çatırdama sesleri geldi ve son anda üzerinden ayrılmamızla yer altına göçtü. Tezimce her şeyi dayanıksız hâle getiren bir tür yoğunlaşmış ve yapışmış sıvı - gaz. "

Aklıma az çok oturuyor Marto'nun dedikleri.

"Peki sence Loyd bizim evlere saklanıp Oyunlardan kaçınmamızı falan mı istiyor? "

"Yüksek ihtimal. Oyunları seviyor. "

Yola devam ederken etrafta bazı kedi yavruları ve peşlerinden koştukları yetişkin kediler görüyorum. Ufak siyah bir kedi kardeşlerine göre daha küçük olduğu için annesinin tırmandığı araca tırmanamıyor ve acıyla miyavlıyor. Annesi de pek umursamaz bir kedi. Tam yardım etmek için uzanacakken Yo Dojin'in kediyi arabanın üstüne bıraktığını görüyorum. Hayvanları seviyor olmalı. Acaba Bob hayatta mıdır?.. Daha önceden dikkat etmemiştim ama Yo Dojin, bana sopasıyla saldırdığı zamanki gibi vahşi bir kişiliğe sahip değil. Daha çok sessiz, sakin ve yol boyunca yaptığımız konuşmalara pek katılmıyor. Siyah uzun saçlarıyla yanağındaki benine bakıyorum. Ufak kırmızı bir dudağı var. Dudağının arasındaki bembeyaz dişle-

"Neye bakıyon lan sen öyle? "

"A-Agh ş-şey. " utançla yüzümü yere çevirip yola devam ediyorum. Acaba yaptığım şey onu rahatsız mı etti. Belli ki rahatsız etmiş ki bana yan gözle bakıp kızdı. Umarım benden nefret etmez. Bu tarz bir durumu daha önce yaşamıştım. Bir metroda kitap okurken karşımdaki kadına poşetlerini taşımasında yardım etmek istemiştim ancak metronun ani yavaşlamasıyla elim kadının kalçasına sertçe çarptı. Geri çekip özür dilememe rağmen bana dakikalarca bağırıp "TAM BİR SAPIK" olduğumu söyleyip durdu. Herkesin gözü üzerimdeydi. Üniversiteli gençler bana bakıp fısıldaşarak gülerlerken birisi telefonuyla olanları kaydediyordu. Bir sonraki durak evime 2 durak uzaklıkta olmasına rağmen hızlıca inip bir tuvalete saklanıp ağlamıştım. Ah, korkunç bir gündü. O zamandan beridir kadınlara karşı temkinli ve korumacı bir yaklaşım takınmaya çalışırım.

Kaito da sabahtan beridir bana sertçe bakıyor. Acaba bir şey mi yaptım ona? Hatırladığım kadarıyla yenmiştim, ama bunun birisinin rakibine kin tutmasını sağlamaz diye düşünüyorum. Belki de kin tutmuyordur, belki de sadece yenildiği için sinirlidir. Çok mu düşünüyorum acaba.

"Kaito mu? "

"Ne? Ne olmuş ki ona? "

"Hah, sen Kaito'ya kılıcını doğrultup zafer panelini okuduktan sonra bir anda kızın üstüne yığıldın kaldın. İki kişi zor kaldırdık seni. "

"NE! BENİM NEDEN HABERİM YOK! " herkes tekrar bana bakıyor garipsercesine.

"HAHAHAHAH, ehhh, Boşver Kataki. Çok da önemli bir şey değil zaten oğlum. Çok düşünme. " diyor Nou.

Böyle bir şey yaşadığıma inanamıyorum. Acaba özür dilemeli miyim, yoksa bu durumu daha da garip mi yapar?

"Neden buralarda bizden başka grup yok? 2. Oyun'da Başka grupların da olacağı yazıyordu. " diyor Kim Jinwoo.

"Onlar bizden daha önce bitirmiş olmalı. Yüksek ihtimal çok daha önceden 2. Oyunun Radyo Kulelerini ele geçirmeye başlamışlardır. " diye yanıtlıyor Samantha.

Sonunda bir Ki Duvarına varıyoruz. Yarı saydam ve içe çok az bükülebilecek esneklikteki duvarlarında gezdiriyorum elimi. İçeriye bakındığımda ufukta bir sürü uzaktan bakıldığından dolayı ufacık gözüken kuleler var. Şekilli metalden temellerinin üzerine ev benzeri ufak bir kapalı alan yapılmış. En yakın olanı 200-300 metre ötemde.

Marto saatine bakıyor.

"Kaç? "

"06:40"

"Uğursuz sayı. " diyor Nou. Haklı da, çünkü saat 8'e kadar bir yeri ele geçiremezsek sonumuz belli değil. En az bir kaç kişi kayıp verebiliriz. Arkamdaki biri bir anda yüksek sesiyle konuşunca irkiliyorum.

"Demek sınıra vardınız ha. Beklediğimden uzun sürdü. Eh, diğer gruplardan geç başladığınız ve üstüne üstlük ceza aldığınız için size ufak bir ipucu verebilirim sanırım. " pür dikkat dinliyorum.

"Şöyle ki, 2. Oyuna katılan grup sayısı toplam 500. Her grupta ortalama 8 kişi olduğu için de yaklaşık olarak 4 bin kişi yarışacaktı. Ancak diğer oyuncular sabah saat 5'te başladıkları için bir çok kişi Radyo Kulelerini ele geçirirken öldü. Şu an ki toplam nüfusu söyleyeyim. " sinsice gülümsüyor.

"3 bin 557"

NE!

"S-sadece bir kaç saatte bu kadar fazla ölü... "

"Haaa, insanlar aç gözlü iğrenç varlıklar. Zaten Paraxis'i kötü iğrenç canlılar üzerinde uygulamasaydık Tanrı Parçası Taşıyanlar bizi izler miydi ha? "

Hâlâ anlayamıyorum. İlk oyunda her grupun yarısının öldüğünü söyleyebilirsek Paraxis'ten önce 8 bin kişi vardı. İlk oyun sonrası kalan 4 bin kişinin sadece bir kaç saatte bu kadar fazlası öldüyse....

"Tamam o zaman, hadi içeri girin küçük Kobaylarım! Girin ve Ölün! Huhhaahahha. " diye gülüyor ve ortadan kaybolurken duvarlarda büyük bir kapı boyutunda alan açılıyor.

"Marto, girmeli miyiz? " diyor Kaito. Marto'ya güveniyor gibi ama Marto sessiz kalıyor.

"HA! HERHALDE GİRECEZ BE! YOKSA BURADA NASIL YAŞIYCAZ! AHHH, KAVGA ÜSTÜNE KAVGA. " Gooru bağırıyor ve kapıdan geçiyor. Ondan sonra Yo Dojin püfleyip sopasını yerden alıp takip ediyor. Kaito, İş Adamı herif ve Marto da geçince peşlerinden Samanhta'nın da yürüdüğünü görüyorum. Nou Samantha'yı durduruyor.

"Samantha, Bundan emin misin? "

Çekiniyor.

".. Emin değilim. Ama yapmalıyım. "

"Orada sadece ölüm var Samantha. "

"Biliyorum. İlk oyunda da öyleydi. "

"..."

"İlk oyunda hepiniz canlarınızı ortaya koyarken... Ben hiç bir şey yapmadım. İlk savaşımda yenilip köşeye oturdum, o kadar. Yapmak zorundayım Nou. " diyerek kapıdan geçiyor. Peşinden ilerleyen Kim Jinwoo yüzü asık Nou'nun önünde duruyor.

"Ben de yapmalıyım Nou. " diyip geçiyor.

Geriye sadece ben ve Nou kalınca teselli ediyorum.

"Merak etme Nou, iyi olacağız. "

"Pekala, hadi girelim. "

---------------------------------------------------------

"Hey, Baba! "

"Ghrrrr, n'oldu evlat. "

"Birileri geliyor baba. "

"Gelsinler. Zaten sabahtan beri geliyorlar. "

"Ama bunlar farklı baba, Bunlar sınırdan yeni geçtiler. "

"Oh, demek öyle. Gelsinler bakalım, bir av daha oğlum. Bir av daha.. "

Yaşlı adam yerden bir beyzbol sopası kapıyor ve kulenin balkonuna çıkıyor....

Bir hata mı var? Şimdi bildir! Papara: 1733808570(Tıkla, Kopyala)
Yorumlar

Yorumlar

Novel Türk Yükleniyor