My House of Horrors Bölüm 343 - Arkana Bak
Chen Ge aramayı sonlandırdığında, Gao Ru Xue'nin araması geldi. He San muhtemelen onunla iletişime geçmişti. "O kadar acil mi?"
Chen Ge aramayı cevapladı ama bir şey söyleyemeden Gao Ru Xue'nin kasıtlı olarak bastırılmış sesi geldi. "Kulaklık takmıyorum ve oda arkadaşım koridorun hemen dışında, o yüzden sesini yükseltme."
Gao Ru Xue'nin sesi iyi bir durumda değilmiş gibi geliyordu -Chen Ge onun sesindeki belirsizliği ve endişeyi duyabiliyordu. "Az önce He San'dan oda arkadaşının ele geçirildiğini duydum?"
"Bundan daha korkutucu. Sanki tamamen farklı bir insana dönüşmüş gibi hissediyorum."
"Alışkanlıklarındaki değişiklik yüzünden mi?"
"Normal davranıyor ama o olmadığını hissedebiliyorum!" Gao Ru Xue'nin sesi kendinden emin geliyordu. "Beni dinleyin. Bu okulumuzdaki bir efsaneyle ilgili. Eski eğitim bloğunun altında gözleri kanayabilen taş bir heykel var. Efsaneye göre, onu gece yarısından önce bulabilirsen, ona bir soru sorabilirsin.
"İki oda arkadaşım var. Biri Ma Xin, diğeri Liu Xianxian. O gece birlikte dışarı çıktılar."
"Neden o heykeli aramaya gittiler? Sadece meraktan mı?" Chen Ge araya girerek bir soru sordu.
"Liu Xianxian aşık olmaması gereken bir adama aşık oldu. Onunla birlikte olup olmaması gerektiğini düşünüyor. Tek ebeveynli bir aileden geliyor, bu yüzden güvenceden yoksun. Kendisine biraz daha iyi davranan herkese aşık olabilir. Ona tavsiyelerde bulunmaya çalıştık ama dinlemeyi reddetti.
"İnatla adamın da kendisini çok sevdiğini ama birçok nedenden dolayı onunla birlikte olamayacağını düşünüyordu. Net bir cevap almak istiyordu ama adama sormaya korkuyordu, bu yüzden adamın ona olan sevgisinin samimi olup olmadığını görmek için heykele sormayı düşündü."
Chen Ge ilişkiler konusunda deneyimsiz olduğu için yorum yapmadı. "Peki ya diğer kız?"
"Ma Xin'in bir ablası var ve beş yıl önce Jiujiang Tıp Üniversitesi'ne girmeyi başardı. Ancak ikinci yılında eve dönerken ortadan kayboldu ve bugüne kadar da kendisinden haber alınamadı. Tüm ailesi gibi o da kız kardeşinin yerini öğrenmek istiyor. Bu söylentiyi duyduğunda, bunu denemek için can atıyordu."
Gao Ru Xue sözlerini yarılamıştı ki koridordan başka bir kadın sesi geldi. Sanki onu acele ettiriyor gibiydi. Gao Ru Xue cevap verdikten sonra telefonda daha hızlı konuştu. "İkisi de heykeli bulmak istedi ama ikisi de korktuğu için beni de yanlarında sürüklediler.
"Geçen hafta yola çıktık ve gece 11'de eski eğitim bloğunun yeraltı odalarına girdik. Burası çok fazla terk edilmiş malzemeyle doluydu, bu yüzden heykeli bulmak zor oldu. İlk gece çoğunluk bölgeyi aradık ama bir şey bulamadık.
"İkinci gece vazgeçeceklerini düşündüm ama beni yine yanlarında sürüklediler. Uzun süredir oda arkadaşı olduğumuz için onları reddedecek cesareti kendimde bulamadım ve ikinci kez onları yeraltında takip ettim. Ancak bu sefer işler farklıydı. Mekânda çok fazla ilerlememiştik ki bir kahkaha duydum.
"Onlara sordum ama ikisi de bir şey duymadıklarını söylediler. Bir şeylerin ters gittiğini hissediyordum, bu yüzden onları zorla yanımda dışarı sürükledim. O zaman biteceğini düşündüm ama üçüncü gece bana hala gitmek istediklerini söylediler.
"Onlarda bir terslik olduğunu ilk o zaman fark ettim. Bunu yapmakta ısrar ederlerse onları okula ve yurt güvenliğine şikayet edeceğim konusunda uyardım. Ciddi olduğumu anlayınca istemeyerek de olsa yataklarına geri döndüler.
"Tüylerimi diken diken eden asıl olay dördüncü günün sabahında oldu. Gözlerimi açtığımda iki oda arkadaşım da çoktan uyanmışlardı. Yataklarında uzanmış, yüzlerinde gülümsemeyle bana bakıyorlardı.
"Dördüncü gece dışarı çıkma belirtisi göstermediler ama ben bir şeylerin yolunda gitmediğini hissettim. Yatağıma uzandım ve uyuyormuş gibi yaptım. Gece 2'de aynı anda kalktılar ve sanki bu planlanmış bir şeymiş gibi odadan gizlice çıktılar.
"Peşlerinden gitmeye cesaret edemedim. Saat 3:30'da geri döndüler. Hiçbir şey olmamış gibi yataklarına geri döndüler.
"Beşinci ve altıncı gecelerde de aynı şey oldu ama dün gece işler değişti. Onlar da gece 2'de çıktılar ve 3:30'da döndüler ama döndüklerinde iki değil üç kişiydiler!
"Yatak odasının ışığı kapalıydı, bu yüzden net göremiyordum ama üçü de benzer şekilde giyinmiş gibiydi. Üç yatağa doğru yürüdüler ve uzandılar ve çok garip bir şey oldu!
"Odada sadece üç yatak vardı, bu da içlerinden birinin benim yatağıma girdiği anlamına geliyordu. Bütün gece boyunca hareket etmeye cesaret edemedim. Telefon etmek ve mesaj göndermek için yatağımın içine sakladığım ellerimi kullandım. Bana inanmayabilirsiniz ama gerçek bu.
"Kim olursa olsun, gelen tüm cevaplar -Arkanıza bakın- şeklindeydi. Sadece ben sana mesaj attığımda sistem normal bir şekilde cevap verdi. Ek kişi arkamda yatıyor olmalıydı ve o sırada sadece mesaj atabiliyor ve sizi arayabiliyordum ama size ulaşılamıyordu.
"Sabaha kadar yerimde kaldım. Arkama baktığımda yatağın üzerinde hiçbir şey yoktu. Bir saat önce oda arkadaşlarım uyandı ve normal davrandılar, beni kahvaltıya ve derse çağırdılar ama..."
"Daha hazır değil misin?" Telefonda başka bir kadın sesi vardı ve sanki bir kapı açılmış gibiydi.
"Geliyorum, sadece bir arkadaşımla telefonda konuşuyordum." Gao Ru Xue'nin sesi değişti; sesi sakindi.
"Bizimle bile nadiren bu kadar çok konuşursun; bu sen değilsin. Sadece bir arkadaş olduğuna emin misin?" Diğer kız gülerek yorum yaptı. "Her halükarda, sadece telefonda sohbet etmeyin. Bugünkü otopsi dersi oldukça önemli."
"Tamam." Sonra Gao Ru Xue telefonda konuştu. "Eğer vaktin varsa, neden bu akşam yemeğe gelmiyorsun? İlk defa birini davet ediyorum, o yüzden bunu düşünsen iyi olur."
"Acele dersine git. Bu akşam geleceğim." Chen Ge telefonda kendinden emin, olgun bir adam gibi konuşuyordu.
Telefonu kapattıktan sonra Chen Ge'nin ifadesi değişti. Gao Ru Xue bu gece onunla yüz yüze görüşmemi istedi, görünüşe göre bu şey onu gerçekten korkutmuş. O halde neden sadece benim bağlantıma normal bir şekilde ulaşılabiliyordu?
Her iki telefonunu da avucunun içine aldı ama ne olduğunu anlayamadı.
Heykel, ek kişi, telefon mesajı...
Aslında Chen Ge, Gao Ru Xue'ye o yeraltı odasının morgla bir ilgisi olup olmadığını sormak istiyordu.
10 numara sırtında bir ceset taşıyordu. Bu ceset Jiujiang Tıp Üniversitesi'ndeki yeraltı morgu ile ilgili olabilir miydi?
Chen Ge zihnindeki tüm ipuçlarını inceledi ve noktalar sıralanmaya başladı.
