My House of Horrors Bölüm 897 - Kapıdaki Rün
Chang Wenyu okuldaki en eşsiz varlıktı. Kurallara uymaz, bağlanmak istemez ve bilerek kuralları baltalamaya çalışırdı. Ancak böyle bir kişilik okuldaki pek çok kişi tarafından seviliyordu. Belki de 'hayatları' çok sıkıcıydı - onun görünüşü bu umutsuz öğrenciler için bir ışık gibiydi. Işık parlak değildi ama karanlığın içinde göze çarpıyordu. Kişiliği ressamınkinden tamamen farklıydı. Bu bilerek yapılmamıştı ve ikisi sürekli olarak birbirlerine zıt yollarda ilerlediler.
İlginçtir ki, okuldaki öğrenciler ikisini de tam olarak desteklemiyordu. Öğrenciler ikisini de destekleme konusunda oldukça eşit bir dağılım gösterdi. Teorik olarak konuşmak gerekirse, ancak diğerini yenerek okulun bilincinin tamamını ele geçirebilir ve yeni kapı iticisi olabilirlerdi. Savaşları o zaman başladı ve devam etti.
Sisin içindeki adam Chang Wenyu'ya saldırırken ressamın saldırılarına maruz kaldı. Chang Wenyu'nun sırtındaki rünler okulun kapısını yok ediyor ve adamın saldırısını engelliyordu. Üçü arasında ayrıcalığa sahip olan kişi ressamdı. Güçlerinden birini kullanarak bir Hortlağı her şeyinden mahrum bırakabilirdi. Bu güç fırtınadaki adam üzerinde işe yaramadı ama Chang Wenyu üzerinde işe yaradı. Ressam tereddüt etti. Chang Wenyu'nun icabına baktıktan sonra fırtınadaki adamla tek başına yüzleşecekti ama anahtar bu değildi. Şu anda kapıya en yakın olan Chang Wenyu'ydu ve ikincisi de hastaydı. Chang Wenyu daha fazla dayanamadığında, hasta hemen savunmasız kapının peşine düşecekti. Eğer yeni kapı iticisi o olursa, ressam için her şey biterdi.
Damarlar tekrar 'tuvalin' etrafını sardı - ressam gücünü Chang Wenyu üzerinde kullanmadı. Uzun yıllar süren savaştan sonra onu iyi tanıyordu. Ortaya çıkmaya cüret ettiğine göre, bu onun kollarında başka bir şey olduğu anlamına geliyordu. Onun peşinden gitmek çok tehlikeliydi. Ressam, Chang Wenyu'nun fırtınadaki adamla dövüşünü bitirmesini bekledi ve Chen Ge de 'üçünün' dövüşlerini bitirmesini bekledi.
Chang Wenyu'nun sırtındaki rünler ne? Neden kapıdaki çatlakları büyütebiliyorlar? Hayalet hikâyeleri topluluğu ile etkileşim halindeyken, kapıyı iten kişi kapının ardındaki tüm günahı çekmeyi seçmediği sürece kapıya zarar verebilecek herhangi bir şey fark etmemiştim.
Chen Ge, Chang Wenyu'nun sırtındaki rünleri merak ediyordu ama bulunduğu açıdan göremiyordu. Chang Wenyu kapıya yaslanmıştı ve vücudu rünlerin çoğunu engelliyordu.
Bu rünler kanla çizilmiş gibi görünüyor. Harflere değil, resimlerin yırtılıp açılmasından sonra oluşan desenlere benziyorlardı.
Zaman ilerledi ve Chang Wenyu'nun sırtındaki rünler yavaş yavaş azaldı. Yeni rünler kendi bedeninden çıkmış gibi görünüyordu. Onun etini ve kanını taşıyorlardı ve kapıya basıldıklarında onun kanıyla yapışmışlardı. Kapıyı daha fazla rün kapladı ve Chen Ge yavaşça rünlerin rastgele oluşmadığını fark etti. Kanlı bir resim oluşturmadan önce belli bir düzene göre dizilmişlerdi. Üç başlı, zincirlerle kaplı bir Hortlaktı ve gözbebekleri kanla parlıyordu. Tuhaf bir şekilde, gözbebekleri gerçekmiş gibi görünüyordu, sanki insan gözlerinden oyulmuş gibiydiler.
Bunu daha önce bir yerde görmüştüm... Chen Ge Yin Yang Görüşünü kullandı ve aklından bir düşünce geçti. Yeraltı morguna girmeden önce, hayalet hikayeleri topluluğu perili evime gelmişti! Doktor Gao kapıma böyle bir resim bırakmıştı!
Chen Ge yıldırım çarpmış gibi gözlerine inanamadı.
Bu aynı resim!
O sırada, Doktor Gao telefon ruhunu kullanarak onu kandırmış ve ardından perili eve gizlice girmişti, ancak daha sonra töreni tamamlanmış gibi görünmüyordu. Kapıdan girmeden önce Yeni Yüzyıl Parkı'nın koruyucu ruhu tarafından durdurulmuştu.
Bu resmin anlamı nedir? Chang Wenyu neden kapıyı yok edebileceğine inanıyor? Canavar neyi temsil ediyor? Hayalete benziyor ama hayalet değil ve hayaletler bile ondan korkuyor.
Okulun kapısı inliyordu. Üç başlı iblisin resmi daha da netleşti. Resmin her parçasında Chang Wenyu'nun eti vardı. Korkunç görünüyordu.
Daha önce, Doktor Gao bir Kızıl Hayalet değildi ve töreni yürütmek için normal bir insanın yöntemini kullanmıştı. Bu sayede perili evimin kapısından girebildi. Şimdi ise Chang Wenyu bir Kızıl Hayalet olarak bu resmi tamamlamak için kendi kanını kullanıyor. Etkisi kesinlikle farklı. Görünüşe göre bu kapıyı yok etmeye kararlı.
Resmi yapmak için bedenini kullanmak Chang Wenyu'yu çok yordu. Kalbindeki kan azalıyor ve uzuvlarında çürükler oluşuyordu. Fırtınadaki adamın hayaletleri zehirleyebilecek kanı vardı. Chang Wenyu buna daha fazla karşı koyamadı ve zehir vücuduna sızdı. Tarifsiz bir acı vücudunu kasıp kavurdu ama ağzı yavaş yavaş çiçek açıyordu. Bu duyguya aşinaydı; acı ne kadar büyükse gülümsemesi de o kadar parlak oluyordu!
Kapıdaki resim neredeyse tamamlanmak üzereydi ve Chang Wenyu'nun vücudu sınırlarına dayanmıştı. Göğsündeki kan neredeyse yok olmuştu. Kırmızı elbisesi olmadan Chang Wenyu normal bir kız gibi görünüyordu ama kalan gözlerinde tarif edilemez bir duygu vardı. Fırtınanın içindeki adam her an geri çekilebilirdi ve en tehlikeli durumda olan kişi Chang Wenyu'ydu. Yine de kızın gözlerinde herkesi temkinli olmaya iten bir delilik vardı.
Eğer ressam bir ölüm deniziyse, Chang Wenyu alev alev yanan bir okyanustu. Derin bir umutsuzluk içindeyken ne yapacağını kimse bilemezdi. Tüm okulda Chang Wenyu'yu en iyi tanıyan kişi ressamdı. Bu noktada, ressamın üzerindeki kan Chang Wenyu'ya saldırmaya başladı. Kapı yok edildiğinde, Öbür Dünya Okulu ortadan kalkacaktı. Tüm öğrenciler sığınaklarını kaybedecek ve kızıl şehre maruz kalacaktı. Ressam ve fırtınadaki canavar güçlerini birleştirmişti ve bu Chang Wenyu'nun katlanabileceğinin çok ötesindeydi.
Kapının üzerindeki resim daha da netleşiyordu. Neredeyse tamamlanmıştı ama Chang Wenyu sınırına gelmişti. Vücudunda kandan eser yoktu ve vücudu yaralarla doluydu ama yine de gülümseyerek kapının önünde durdu. Başını çevirdi. Kalan gözü bir şey arıyor gibiydi. Böylesine tehlikeli bir anda Chang Wenyu'nun garip hareketi ressamın ve adamın dikkatini çekti. Onun bakışlarını takip ettiler ve sonra üç bakış okulun batı tarafına, tek bir kişinin üzerine düştü.
Chen Ge!
Üç En İyi Kırmızı Hayalet tarafından incelenen Chen Ge ter içinde kalmıştı. Neden bana bakıyorlar?
Chen Ge'nin kafası karışmışken, Lin Sisi'nin cebindeki telefon aniden titredi. Bakmak için açtı ve yabancı birinden gelen bir mesajdı. "Ne kaybettiğini hatırladın mı?
